Sana eşek gibi, hürlükte yol yoksa kova gibi ancak kuyunun içine dalar çıkarsın.4445
ور در آزادیت چون خر راه نیست ** همچو دلوت سیر جز در چاه نیست
Bir zamancağız kendi canını terket, yürü, kendine benden başka bir yardak ara.
مدتی رو ترک جان من بگو ** رو حریف دیگری جز من بجو
Benim nöbetim geldi, artık beni azadet; benden başkasını kendine damat edin!
نوبت من شد مرا آزاد کن ** دیگری را غیر من داماد کن
Ey yüz türlü işe girişen beden, beni bırak. Ömrümü zâyettin, artık benden başka birini ara.
ای تن صدکاره ترک من بگو ** عمر من بردی کسی دیگر بجو
Kadının, Cuha' nın karısına kapılması, sandıkta kalması, kadı naibinin, sandığı satın alması. Ertesi yılı yine Cuha' nın karısının bıldır elde ettiği parayı umarak kadıya başvurması, kadının, "Beni azadet, başkasını ara" demesi
مفتون شدن قاضی بر زن جوحی و در صندوق ماندن و نایب قاضی صندوق را خریدن باز سال دوم آمدن زن جوحی بر امید بازی پارینه و گفتن قاضی کی مرا آزاد کن و کسی دیگر را بجوی الی آخر القصه
Cuha, her yıl yoksulluktan hileye baş vurur, karısına yüz tutar, ey güzelim derdi,
جوحی هر سالی ز درویشی به فن ** رو بزن کردی کای دلخواه زن
Mademki silâhın var, yürü avlan da avından süt sağalım.4450
چون سلاحت هست رو صیدی بگیر ** تا بدوشانیم از صید تو شیر
Tanrı, sana yay gibi kaşlar, ok gibi bakış vermiş. Bunları, adam avlamaktan başka ne için verdi?
قوس ابرو تیر غمزه دام کید ** بهر چه دادت خدا از بهر صید
Yürü, bir yüce kuş için tuzak kur. Taneyi göster, fakat sakın sen yenme ha!
رو پی مرغی شگرفی دام نه ** دانه بنما لیک در خوردش مده
Onu, muradına eriştirecekmişin gibi görün ağzının tadını boz. Tuzağa tutulan kuş, hiç tane yer mi?
کام بنما و کن او را تلخکام ** کی خورد دانه چو شد در حبس دام
Hâsılı Cuha'nın karısı, gönlünü on türlü emele veren kocamdan şikâyetçiyim diye kadının tapısına vardı.
شد زن او نزد قاضی در گله ** که مرا افغان ز شوی دهدله