English    Türkçe    فارسی   

6
4446-4455

  • Bir zamancağız kendi canını terket, yürü, kendine benden başka bir yardak ara.
  • Benim nöbetim geldi, artık beni azadet; benden başkasını kendine damat edin!
  • Ey yüz türlü işe girişen beden, beni bırak. Ömrümü zâyettin, artık benden başka birini ara.
  • Kadının, Cuha' nın karısına kapılması, sandıkta kalması, kadı naibinin, sandığı satın alması. Ertesi yılı yine Cuha' nın karısının bıldır elde ettiği parayı umarak kadıya başvurması, kadının, "Beni azadet, başkasını ara" demesi
  • Cuha, her yıl yoksulluktan hileye baş vurur, karısına yüz tutar, ey güzelim derdi,
  • Mademki silâhın var, yürü avlan da avından süt sağalım. 4450
  • Tanrı, sana yay gibi kaşlar, ok gibi bakış vermiş. Bunları, adam avlamaktan başka ne için verdi?
  • Yürü, bir yüce kuş için tuzak kur. Taneyi göster, fakat sakın sen yenme ha!
  • Onu, muradına eriştirecekmişin gibi görün ağzının tadını boz. Tuzağa tutulan kuş, hiç tane yer mi?
  • Hâsılı Cuha'nın karısı, gönlünü on türlü emele veren kocamdan şikâyetçiyim diye kadının tapısına vardı.
  • Hikâyeyi kısa kes. Kadı, o güzelin yüzüne, gözüne kapıldı, avlandı. 4455