Ey yüz türlü işe girişen beden, beni bırak. Ömrümü zâyettin, artık benden başka birini ara.
ای تن صدکاره ترک من بگو ** عمر من بردی کسی دیگر بجو
Kadının, Cuha' nın karısına kapılması, sandıkta kalması, kadı naibinin, sandığı satın alması. Ertesi yılı yine Cuha' nın karısının bıldır elde ettiği parayı umarak kadıya başvurması, kadının, "Beni azadet, başkasını ara" demesi
مفتون شدن قاضی بر زن جوحی و در صندوق ماندن و نایب قاضی صندوق را خریدن باز سال دوم آمدن زن جوحی بر امید بازی پارینه و گفتن قاضی کی مرا آزاد کن و کسی دیگر را بجوی الی آخر القصه
Cuha, her yıl yoksulluktan hileye baş vurur, karısına yüz tutar, ey güzelim derdi,
جوحی هر سالی ز درویشی به فن ** رو بزن کردی کای دلخواه زن
Mademki silâhın var, yürü avlan da avından süt sağalım.4450
چون سلاحت هست رو صیدی بگیر ** تا بدوشانیم از صید تو شیر
Tanrı, sana yay gibi kaşlar, ok gibi bakış vermiş. Bunları, adam avlamaktan başka ne için verdi?
قوس ابرو تیر غمزه دام کید ** بهر چه دادت خدا از بهر صید
Yürü, bir yüce kuş için tuzak kur. Taneyi göster, fakat sakın sen yenme ha!
رو پی مرغی شگرفی دام نه ** دانه بنما لیک در خوردش مده
Onu, muradına eriştirecekmişin gibi görün ağzının tadını boz. Tuzağa tutulan kuş, hiç tane yer mi?
کام بنما و کن او را تلخکام ** کی خورد دانه چو شد در حبس دام
Hâsılı Cuha'nın karısı, gönlünü on türlü emele veren kocamdan şikâyetçiyim diye kadının tapısına vardı.
شد زن او نزد قاضی در گله ** که مرا افغان ز شوی دهدله
Hikâyeyi kısa kes. Kadı, o güzelin yüzüne, gözüne kapıldı, avlandı.4455
قصه کوته کن که قاضی شد شکار ** از مقال و از جمال آن نگار
Dedi ki: Mahkemede bir gürültü varken şikâyetini dinleyemiyor, anlayamıyorum.
گفت اندر محکمهست این غلغله ** من نتوانم فهم کردن این گله
Ey selvi boylu! Yalnızca gelirsen kocanın sitemlerini iyice söyle, şikâyette bulunursun.
گر به خلوت آیی ای سرو سهی ** از ستمکاری شو شرحم دهی