English    Türkçe    فارسی   

6
4520-4529

  • Naip gelip bu sandık kaça? dedi. Cuha, dokuz yüz altından fazla veriyorlar. 4520
  • Fakat ben binden aşağı veremem. Alacaksan aç bak, paranı ortaya dök dedi.
  • Naip, ey hırkası kısa, utan, sandığın değeri meydanda dedi.
  • Cuha, hayır dedi. Görmeden alım satım, şer'î değildir. Malımızı kilim altında satmamız doğru değil.
  • Açayım, bir bak, gör. Değmezse satın alma. Sana da ziyan olmasın babacığım.
  • Naip ey sırları örten dedi, sırrı açma. Benimle uyuş. Ben bunu böyle kapalı olarak alacağım. 4525
  • Ört de senin ayıbını da örtsünler. Kendine emin olmadıkça kimseye gülme.
  • Niceleri bu sandıkta senin gibi kalmış, kendisini belâlara uğratmıştır.
  • Kendine yapılmasını istediğin şeyi âleme yap, ister eziyet olsun, ister zarar.
  • Çünkü Tanrı, gözetleme yerindedir, pusudadır. Kıyamet gününden önce herkesin lâyığını verir.