- Bu suretle kadı'nın, söz söylemesinden kendisini tanımamasını, evvelce uğradığı şeyi hatırlamamasını istiyordu.
- تا بنشناسد ز گفتن قاضیش ** یاد ناید از بلای ماضیش
- Kadının bakışı fitnedir. Fakat bu fitne, sesi de duyuldu mu bir katken yüz kat olur.
- هست فتنه غمرهی غماز زن ** لیک آن صدتو شود ز آواز زن
- Sesini yüceltmesine imkân bulunmazsa kadının bakışı, yalnız başına fayda etmez.
- چون نمیتوانست آوازی فراشت ** غمزهی تنهای زن سودی نداشت
- Kadı, Cuha' nın karısı tarafından söz söyleyene dedi ki: Yürü düşmanını getir de ikinizi de dinleyeyim, ona göre hükmedeyim.
- گفت قاضی رو تو خصمت را بیار ** تا دهم کار ترا با او قرار
- Cuha gelince, kadı onu derhal tanıyamadı. Çünkü o, Cuha geldiği vakit sandıktaydı. 4560
- جوحی آمد قاضیش نشناخت زود ** کو به وقت لقیه در صندوق بود
- Yalnız sandık içindeyken alım satım, az çok fiyat verme hususundaki sözlerini duymuştu.
- زو شنیده بود آواز از برون ** در شری و بیع و در نقص و فزون
- Neden kadının nafakasını tam olarak vermedin dedi. Cuha dedi ki: Ben şeriata canla başla kulum.
- گفت نفقهی زن چرا ندهی تمام ** گفت از جان شرع را هستم غلام
- Fakat ölsem bile kefenim yok. Bu oyunda şeş beş derken yutulup gittim.
- لیک اگر میرم ندارم من کفن ** مفلس این لعبم و شش پنج زن
- Kadı, Cuha' nın sözünü duyar duymaz onu tanıdı. Geçen yıldaki hilesini, oyununu hatırladı.
- زین سخن قاضی مگر بشناختش ** یاد آورد آن دغل وان باختش
- Dedi ki: Sen, o şeş beşi geçen yıl oynamıştın da beni tuzağa atmıştın. 4565
- گفت آن شش پنج با من باختی ** پار اندر شش درم انداختی