- Bu sebeple vakalar, hâdiseler, tamamiyle heder olur gider. Fakat bu aşk; her an biraz daha kızışır.
- زین سبب هنگامهها شد کل هدر ** هست این هنگامه هر دم گرمتر
- Aşk mekansızlık âleminde kızgınlık madenidir. cehennem, onun kıvılcımından bir dumandır.
- معدن گرمیست اندر لامکان ** هفت دوزخ از شرارش یک دخان
- Sırat köprüsü, cehennemin üstüne gerilmiştir. Mümin geçerken cehennem der ki: "Çabuk geç ki nurunun parlaklığı, ateşimizi söndürecek!"
- در بیان آنک دوزخ گوید کی قنطرهی صراط بر سر اوست ای مومن از صراط زودتر بگذر زود بشتاب تا عظمت نور تو آتش ما را نکشد جز یا مومن فان نورک اطفاء ناری
- Ey temiz adam, bu yüzden cehennem; âşıkın ateşinden zayıflar, söner.
- زآتش عاشق ازین رو ای صفی ** میشود دوزخ ضعیف و منطقی
- Cehennem der ki: Ey ulu er, çabuk geç. Yoksa ateşlerinden ateşim sönecek.
- گویدش بگذر سبک ای محتشم ** ورنه ز آتشهای تو مرد آتشم
- Cehennemin kükürdü, ancak küfürden hele bak; bu soluk, onu bile söndürmede! 4610
- کفر که کبریت دوزخ اوست و بس ** بین که میپخساند او را این نفس
- Sen de hemencecik kükürdünü bu sevdaya bırak da ne cehennem sana saldırsın, ne ateş!
- زود کبریت بدین سودا سپار ** تا نه دوزخ بر تو تازد نه شرار
- Cennet de ona, yel gibi geç, yoksa neyim varsa mahvolup gidecek.
- گویدش جنت گذر کن همچو باد ** ورنه گردد هر چه من دارم کساد
- Sen harman sahibisin, ben başak toplayıcı. Ben bir putum, sen Çin illeri der.
- که تو صاحبخرمنی من خوشهچین ** من بتیام تو ولایتهای چین
- Ondan cehennem de titrer, cennetler de. Ondan ne buna aman vardır, ne ona.
- هست لرزان زو جحیم و هم جنان ** نه مر این را نه مر آن را زو امان
- Ömrü geçip gitti de bir fırsat bulamadı gitti. Sabır, pek yakıcıydı, candaysa tahammül yoktu. 4615
- رفت عمرش چاره را فرصت نیافت ** صبر بس سوزان بدت وجان بر نتافت