Bu sükût da tahtadan attır. Sükût; denizdekilere telkindir.
این خموشی مرکب چوبین بود ** بحریان را خامشی تلقین بود
Seni usandıran her sükût o âlemin aşk naralarını atmadadır.4625
هر خموشی که ملولت میکند ** نعرههای عشق آن سو میزند
Sen acaba neden susmada dersin ama o, acaba kulağı nerde ki duymuyor?
تو همیگویی عجب خامش چراست ** او همیگوید عجب گوشش کجاست
Ben nâra ata ata sağır oldum, onun haberi bile yok der. Zaten iyi işitenler, kulakları delik olanlar bile bunu duyamazlar, sağırdırlar.
من ز نعره کر شدم او بیخبر ** تیزگوشان زین سمر هستند کر
Birisi rüyada nâra atar. Yüz binlerce bahislerde bulunur, sözler söyler.
آن یکی در خواب نعره میزند ** صد هزاران بحث و تلقین میکند
Yanı başında oturanın haberi bile olmaz. Hakikatte o gürültüden haberi olmayan uyanık yok mu? Asıl uykuda olan odur.
این نشسته پهلوی او بیخبر ** خفته خود آنست و کر زان شور و شر
Tahtadan atı da kırılana gelince: O, tamamiyle denize garkolur, balık kesilir.4630
وان کسی کش مرکب چوبین شکست ** غرقه شد در آب او خود ماهیست
Artık o, ne sükût eder, ne söyler. Onun, misli, âdeta yoktur. Hali sözle anlatılamaz.
نه خموشست و نه گویا نادریست ** حال او را در عبارت نام نیست
O, bu iki kısımdan da değildir. Şaşılacak bir şeydir o. Bunu anlatmak edepten dışarıdır
نیست زین دو هر دو هست آن بوالعجب ** شرح این گفتن برونست از ادب
Bu örnek de sudan oldu, hiç uymadı. Fakat duygu âleminde bundan güzel bir örnek de bulunamaz.
این مثال آمد رکیک و بیورود ** لیک در محسوس ازین بهتر نبود
Şehzadelerin büyüğünün ölümü, küçükleri hasta olduğundan ortanca kardeşin, ağabeylerinin cenazesine gelmesi. Padişahın ona da iltifatta bulunması, onun da padişahın ihsanına kapılması ve tapıda kalması, Padişahın devleti ve bakışı sayesinde yüz binlerce görünür ve görünmez nimetler elde etmesi vesaire.
متوفی شدن بزرگین از شهزادگان و آمدن برادر میانین به جنازهی برادر کی آن کوچکین صاحبفراش بود از رنجوری و نواختن پادشاه میانین را تا او هم لنگ احسان شد ماند پیش پادشاه صد هزار از غنایم غیبی و غنی بدو رسید از دولت و نظر آن شاه مع تقریر بعضه