- Bir an olsa da seni ekmek derdinden kurtarsalar, o vakit de çarşafların etrafında dönüp dolaşmaya başlar, kadın sevdasına düşersin.
- ور دمی هم فارغ آرندت ز نان ** گرد چادر گردی و عشق زنان
- Derken birden iştahın açılır, dilek denizin dalgalanmaya başlar. O vakit de ekmekle ve kadınla dolu bir şehir gerek sana. 4655
- باز استسقات چون شد موجزن ** ملک شهری بایدت پر نان و زن
- Yılandın, galiba ejderha oldun. Bir başın vardı, şimdi yedi başın var!
- مار بودی اژدها گشتی مگر ** یک سرت بود این زمانی هفتسر
- Yedi başlı ejderha cehennemdir. Hırsın tanedir, cehennemse tuzak.
- اژدهای هفتسر دوزخ بود ** حرص تو دانهست و دوزخ فخ بود
- Tuzağı yırt, taneyi yak. Bu evin kapılarını aç.
- دام را بدران بسوزان دانه را ** باز کن درهای نو این خانه را
- Mademki ey erkek, yoksun, âşık değilsin; dağ gibi habersizce ses verip durursun.
- چون تو عاشق نیستی ای نرگدا ** همچو کوهی بیخبر داری صدا
- Dal, kendiliğinden ses verir mi hiç? Ey inanılır adam, o ses, başkasının sesinin aksidir. 4660
- کوه را گفتار کی باشد ز خود ** عکس غیرست آن صدا ای معتمد
- Senin sözün de onun gibi işte; başkalarının sesinin aksi. Bütün işin gücün hep böyle aksine ve aykırı.
- گفت تو زان سان که عکس دیگریست ** جمله احوالت به جز هم عکس نیست
- Kızgınlığın da başkalarının aksine, zevkin de. Başbuğun zevkiyle çobanın kızgınlığına benziyor.
- خشم و ذوقت هر دو عکس دیگران ** شادی قواده و خشم عوان
- O arık koyun, çobana neler etti? Sonunda onu kinlendirdi. eziyete soktu.
- آن عوان را آن ضعیف آخر چه کرد ** که دهد او را به کینه زجر و درد