- Murdar, zaruret vakti helâl olur. Vuslat kâbesi ortadayken kıble aranmaz.
- کز ضرورت هست مرداری حلال ** که تحری نیست در کعبهی وصال
- Fakat araştırmadan, doğru bir ictihatta bulunmadan heva ve hevesine uyarak bid'ate kapılanı,
- بیتحری و اجتهادات هدی ** هر که بدعت پیشه گیرد از هوی
- Yel, Ad gibi kapar, öldürür. O, Süleyman değildir ki onun tahtını götürsün!
- همچو عادش بر برد باد و کشد ** نه سلیمانست تا تختش کشد
- Yel, Ad için alçaltıcı bir hamaldır, obur bir adamın elindeki kuzu gibi hani. 4675
- عاد را با دست حمال خذول ** همچو بره در کف مردی اکول
- Obur, kuzuyu oğlu gibi kucağına alır, fakat kasap gibi onu kesmeğe götürmektedir.
- همچو فرزندش نهاده بر کنار ** میبرد تا بکشدش قصابوار
- Yel, Ad kavmine ululanır, onları kahreder. Onlar, yedi dost sanırlar ama düşmandır.
- عاد را آن باد ز استکبار بود ** یار خود پنداشتند اغیار بود
- Ansızın postunu tersine çevirdi mi o kötü arkadaş onları paramparça eder.
- چون بگردانید ناگه پوستین ** خردشان بشکست آن بس القرین
- Yel, seni Ad gibi kırıp geçirmeden sen, onu yatıştır. Yel, pek yaman bir sınamadır çünkü.
- باد را بشکن که بس فتنهست باد ** پیش از آن کت بشکند او همچو عاد
- Hûd. onlara öğüt verdi. Dedi ki: Ey kibirli kavim, hu yel, yapıştığınız şeyi elinizden alır. 4680
- هود دادی پند که ای پر کبر خیل ** بر کند از دستتان این باد ذیل
- Yel, Tanrı askeridir. Yalnız nifak yüzünden birkaç gün sizinle uzlaştı, hoş geçindi.
- لشکر حق است باد و از نفاق ** چند روزی با شما کرد اعتناق