- Hâsılı, yelin kötülüğünü gören yarabbi, yarabbi; ey yardımı dilenen Tanrı, sen bu yeli defet; sen bu diş ağrısını dindir demeye koyulur.
- یا رب و یا رب بر آرد او ز جان ** که ببر این باد را ای مستعان
- Ey ağız, bu geçip giden yelden haberin bile yoktu. Şimdi anladın ya, dişlerini sık da istiğfar et bakalım.
- ای دهان غافل بدی زین باد رو ** از بن دندان در استغفار شو
- Dişi ağrıyanın keskin gözlerinden yağmur gibi gözyaşları akar. Dert inkâr edenlere aman Allah dedirtir. 4690
- چشم سختش اشکها باران کند ** منکران را درد اللهخوان کند
- Erden, erlerin sözünü kabul etmedin, bari şimdi derde düştün, Tanrı vahyini kabul et.
- چون دم مردان نپذرفتی ز مرد ** وحی حق را هین پذیرا شو ز درد
- Yel der ki: Ben Tanrı elçisiyim. Gah hayır haber getiririm, gah şer haber.
- باد گوید پیکم از شاه بشر ** گه خبر خیر آورم گه شوم و شر
- Başıma buyruk değilim, Tanrı emrine tabiim. Ben senin gibi padişahımdan gaafil değilim ki.
- ز آنک مامورم امیر خود نیم ** من چو تو غافل ز شاه خود کیم
- Süleyman'a benzersin, onun haliyle hallenirsen seni Süleyman gibi başımda taşırım.
- گر سلیمانوار بودی حال تو ** چون سلیمان گشتمی حمال تو
- Ben sana iğreti olarak gelir, mal olurum; seni kendime, sırlarıma vâkıf ederim. 4695
- عاریهستم گشتمی ملک کفت ** کردمی بر راز خود من واقفت
- Fakat isyan ettin, düşmanlığa kalkıştın mı sana ancak üç dört günceğiz hizmet ederim.
- لیک چون تو یاغیی من مستعار ** میکنم خدمت ترا روزی سه چار
- Sonra seni Ad gibi başaşağı eder, düşmancasına ordunun içine dalar çıkarım.
- پس چو عادت سرنگونیها دهم ** ز اسپه تو یاغیانه بر جهم