English    Türkçe    فارسی   

6
4825-4834

  • Acizsin, bu aciz nerden diye şaşırmışsın değil mi? Senin aczin, kıyamet gününden meydana gelmededir. 4825
  • A inatçı, senin önünde âcizler var. Gizli olanların meydana çıkması zamanı geldi, işte sana kıyamet.
  • Bu aciz ve hayret, kendisine gıda olan kişiye ne mutlu. O, iki âlemde de sevgilinin gölgesinde uyumuştur.
  • O, nihayet kendi aczini görmüş, ölmüş, kocakarılar dinini seçmiştir.
  • Zeliha gibi, ona Yusuf' un nuru vurdu mu kocalıktan kurtuldu, gençliğe yol buldu, gençleşti.
  • Hayat, ölümde ve mihnettedir. Abıhayat, karanlıklar içindedir. 4830
  • Ulu Tanrı' nın Nemrud'u anasız ve dadısız olarak yetiştirip büyütmesi
  • Hâsılı o bahçe, arifler bağı gibi sam yellerinden de amandaydı, kasırgadan da.
  • Bir kaplan yavrulamıştı. Ona dedim ki: Süt ver bu çocuğa, itaat etti.
  • Ona süt verdi, tapılar kıldı. Nihayet çocuk gelişti, irileşti, aslanlaştı.
  • Sütten kesilince bir periye, ona söz söylemeyi öğret dedim, öğretti.