English    Türkçe    فارسی   

6
4899-4908

  • Biri, yeni bir çömlek almak istese alırken çömleğe elini vurdu mu kırıksa derhal anlar, kırığını görür.
  • Çocukların biri dedi ki: Ben adamı, sözünden derhal anlarım. Söz söylemezse üç gün içinde yine ne haldedir, nasıl adamdır? Anlar, bilirim. 4900
  • Öbürü, söylerse anlarım, söylemezse onu söz söylemeye mecbur eder, sıkıştırırın, dedi.
  • Kadı dedi ki: Ya o bu hileyi duymuşsa. Ağzını kapar, susar, hiç söz söylemez.
  • Örnek
  • Hani ananın biri, çocuğuna dedi ki: Geceleyin sana bir hayal görünürse,
  • Mezarlıkta, yahut korkulu bir yerde kin güden kapkara bir hayal görürsen
  • Gönlünü sağlam tut, üstüne saldır. Derhal senden yüz çevirir. 4905
  • Çocuk dedi ki: Bu deve benzeyen hayale de anası, bu sözü söylemişse
  • Ben ona saldırdım mı o da benim boynuma sarılır, anasının emrini tutar. O vakit ben ne yaparım?
  • Sen çevik dur, korkma diyorsun. O çirkin hayalin de bir anası vardır elbet.