- Kuş, işe sarılmak için dedi, yüreğin doğru olması gerek. Yoksa insanın dostu eksik olmaz.
- گفت صدق دل بباید کار را ** ورنه یاران کم نیاید یار را
- Sen dost ol da sayısız dost gör. Fakat dost olmazsan dostsuz, yardımsız kala kalırsın.
- یار شو تا یار بینی بیعدد ** زانک بییاران بمانی بیمدد
- Şeytan kurttur, sen de Yusuf’a benzersin. Ey temiz er, sakın Yakup’un eteğini bırakma.
- دیو گرگست و تو همچون یوسفی ** دامن یعقوب مگذار ای صفی
- Kurt, çok defa, sürüden bir kuzu, yalnız başına bir yol tutup ayrıldı mı onu kapar,yer. 500
- گرگ اغلب آنگهی گیرا بود ** کز رمه شیشک به خود تنها رود
- Sünneti ve topluluğu bırakan kişi, yırtıcı hayvanlarla dopdolu olan böyle bir yerde kendi kanını dökmez de ne yapar?
- آنک سنت یا جماعت ترک کرد ** در چنین مسبع نه خون خویش خورد
- Sünnet yoldur, topluluk da yoldaşa benzer. Yolsuz yoldaşsız oldun mu bu daracık yerde helâk oldun gitti.
- هست سنت ره جماعت چون رفیق ** بیره و بییار افتی در مضیق
- Akla düşman olan yoldaş, yoldaş değildir. O, bir fırsat arar ki elbiseni alıp götürsün.
- همرهی نه کو بود خصم خرد ** فرصتی جوید که جامهی تو برد
- Seninle beraber gider, gider ama bir aşılmaz bele, boğaza gelsin de varını yoğunu yağma etsin diye.
- میرود با تو که یابد عقبهای ** که تواند کردت آنجا نهبهای
- Yahut da o yoldaş dediğin kimse görünüşte cesurdur fakat hakikatte korkak. Bu sarp iş başa düştü mü dönmek için sana ders vermeye kalkışır. 505
- یا بود اشتردلی چون دید ترس ** گوید او بهر رجوع از راه درس
- Korkaklığından dostunu da korkutur. Böyle yoldaşı düşman bil, dost değil.
- یار را ترسان کند ز اشتردلی ** این چنین همره عدو دان نه ولی