Seninle beraber gider, gider ama bir aşılmaz bele, boğaza gelsin de varını yoğunu yağma etsin diye.
میرود با تو که یابد عقبهای ** که تواند کردت آنجا نهبهای
Yahut da o yoldaş dediğin kimse görünüşte cesurdur fakat hakikatte korkak. Bu sarp iş başa düştü mü dönmek için sana ders vermeye kalkışır.505
یا بود اشتردلی چون دید ترس ** گوید او بهر رجوع از راه درس
Korkaklığından dostunu da korkutur. Böyle yoldaşı düşman bil, dost değil.
یار را ترسان کند ز اشتردلی ** این چنین همره عدو دان نه ولی
Bu yol, insanın canıyla başıyla oynayacağı yoldur. Her meşelikte, her sazlıkta yufka yüreklileri geriye çevirecek bir âfet vardır.
راه جانبازیست و در هر غیشهای ** آفتی در دفع هر جانشیشهای
Din yolu, her puşt tabiatlının gideceği yol değildir. bu yüzden de tehlikelerle doludur.
راه دین زان رو پر از شور و شرست ** که نه راه هر مخنث گوهرست
Yoldaki bu korku, unu kepekten ayıran elek gibi insanların da yüreklilerini yüreksizlerinden ayırt eder.
در ره این ترس امتحانهای نفوس ** همچو پرویزن به تمییز سبوس
Yol, nasıl yoldur? Gidenlerin ayak izleri ile dopdolu bir yol. Dost nasıl dosttur? Rey ve tedbir bakımından merdivene benzeyen, seni aklı ile her an irşat edip yücelten dost.510
راه چه بود پر نشان پایها ** یار چه بود نردبان رایها
Tutalım ki ihtiyatlısın da seni kurt kapmadı. İyi ama topluluk olmadıkça o neşeyi bulamazsın ki.
گیرم آن گرگت نیابد ز احتیاط ** بی ز جمعیت نیابی آن نشاط
Yalnız olarak bir yolda neşeli neşeli giden kişinin neşesi, dostlarla, yoldaşlarla giderse birken yüz olur.
آنک تنها در رهی او خوش رود ** با رفیقان سیر او صدتو شود
Eşek, ağır canlı olduğu halde eşeğiyle dostu ile giderse neşelenir kuvvet bulur.
با غلیظی خر ز یاران ای فقیر ** در نشاط آید شود قوتپذیر