- Kervandan ayrılıp,yalnız yol almaya kalkışan eşeğe o yol, yüz kere daha uzar, o derece yorulur.
- هر خری کز کاروان تنها رود ** بر وی آن راه از تعب صدتو شود
- O çölü yalnız olarak aşıncaya kadar kaç sopa fazla yer, kaç kere fazla nodullanır. 515
- چند سیخ و چند چوب افزون خورد ** تا که تنها آن بیابان را برد
- O eşek sana der ki: Eşek değilsen yola böyle yalnız düşme. Sen de bu öğüdü iyi dinle.
- مر ترا میگوید آن خر خوش شنو ** گر نهای خر همچنین تنها مرو
- Yolu gözeterek tenhaca ve güzel güzel giden, şüphe yok ki dostlarla daha güzel gider.
- آنک تنها خوش رود اندر رصد ** با رفیقان بیگمان خوشتر رود
- Her peygamber, bu düz yolda mucize gösterdi, yoldaşları aradı.
- هر نبیی اندرین راه درست ** معجزه بنمود و همراهان بجست
- Duvarların yardımı olmasa evler, ambarlar nereden meydana gelirdi?
- گر نباشد یاری دیوارها ** کی برآید خانه و انبارها
- Her duvar, birbirinden ayrı olsa tavan, havada nasıl olur da direksiz, dayanaksız durur. 520
- هر یکی دیوار اگر باشد جدا ** سقف چون باشد معلق در هوا
- Kâtibin, kalemin yardımı olmasa kâğıt üstüne yazı mı yazılır, sayı mı dökülür?
- گر نباشد یاری حبر و قلم ** کی فتد بر روی کاغذها رقم
- Bir kişi kamışları yere döşese, fakat örüp hasır yapmasa nasıl durur? Bir yel geldi mi alır, uçuruverir.
- این حصیری که کسی میگسترد ** گر نپیوندد به هم بادش برد
- Allah, her cinsi eş yarattı, sonuçlar da topluluktan meydana geldi.
- حق ز هر جنسی چو زوجین آفرید ** پس نتایج شد ز جمعیت پدید