- Hâsılı adam söyledi, kuş söyledi... bahisleri uzadı gitti.
- او بگفت و او بگفت از اهتزاز ** بحثشان شد اندرین معنی دراز
- Mesnevi’yi kısa ve gönlün istediği bir şekilde düz. Macerayı özlü ve kısa anlat. 525
- مثنوی را چابک و دلخواه کن ** ماجرا را موجز و کوتاه کن
- Ondan sonra kuş dedi ki: Bu buğdaylar kimin? Adam, vasisi olmayan bir yetimin emaneti.
- بعد از آن گفتش که گندم آن کیست ** گفت امانت از یتیم بی وصیست
- Beni emin bildikleri için emanet ettiler, yetim malı dedi.
- مال ایتام است امانت پیش من ** زانک پندارند ما را متمن
- Kuş dedi ki: Ben pek açım. Şu anda bana leş bile helâl.
- گفت من مضطرم و مجروححال ** هست مردار این زمان بر من حلال
- Müsaade et de ey emniyetli, zâhit ve muhterem zat, şu buğdaydan yiyeyim.
- هین به دستوری ازین گندم خورم ** ای امین و پارسا و محترم
- Adam, zaruret hakkında fetva veren de sensin. Fakat zaruretin, ihtiyacın yok da yersen suçlu olursun. 530
- گفت مفتی ضرورت هم توی ** بیضرورت گر خوری مجرم شوی
- Hattâ zaruretin varsa bile çekinmek daha iyi. Fakat mademki yiyeceksin, parasını ver bari dedi.
- ور ضرورت هست هم پرهیز به ** ور خوری باری ضمان آن بده
- Kuş, o anda tamamiyle kendisinden geçmişti. Atı, yularını elinden almıştı.
- مرغ پس در خود فرو رفت آن زمان ** توسنش سر بستد از جذب عنان
- Buğdayları yedi ama tuzakta kala kaldı. Nice Yâsin okudu,nice En’am okudu.
- چون بخورد آن گندم اندر فخ بماند ** چند او یاسین و الانعام خواند