- Şeytan, yolunu vurmadan Yâsin okumak gerek. 540
- آن زمان که دیو میشد راهزن ** آن زمان بایست یاسین خواندن
- Kervan vurulup kırılmadan hayvan döv de yol alsın ey kervancı.
- پیش از آنک اشکسته گردد کاروان ** آن زمان چوبک بزن ای پاسبان
- Bir kervancı,hırsızlar,tacirlerin mallarını tamamiyle alıp götürünceye kadar susması, ondan sonra gürültüye kalkışması
- حکایت پاسبان کی خاموش کرد تا دزدان رخت تاجران بردند به کلی بعد از آن هیهای و پاسبانی میکرد
- Bir kervan muhafızı uyunmuştu. Hırsız gelip kervanı soydu, aldığı malları toprağa gömdü.
- پاسبانی خفت و دزد اسباب برد ** رختها را زیر هر خاکی فشرد
- Sabahleyin kervan halkı uyandı, malların, gümüşlerin, develerin yerinde yeller esiyordu.
- روز شد بیدار شد آن کاروان ** دید رفته رخت و سیم و اشتران
- Mallarımız ne oldu yahu? Söyle bakalım dediler.
- پس بدو گفتند ای حارس بگو ** که چه شد این رخت و این اسباب کو
- Dedi ki: Gece hırsızlar geldiler. Gözümüzün önünde ne var ne yoksa alıp götürdüler. 545
- گفت دزدان آمدند اندر نقاب ** رختها بردند از پیشم شتاب
- Halk, a kum tepesine benzeyen herif, a arda kalasıca, sen ne yaptın? dediler.
- قوم گفتندش که ای چو تل ریگ ** پس چه میکردی کیی ای مردریگ
- Dedi ki: Ben bir kişiydim, onlar yiğit, gürbüz, silâhlı bir alay adamdı.
- گفت من یک کس بدم ایشان گروه ** با سلاح و با شجاعت با شکوه
- Halk pekâlâ dedi, savaşmayacaktın bari uyanın kalkın diye bağırsaydın.
- گفت اگر در جنگ کم بودت امید ** نعرهای زن کای کریمان برجهید
- Dedi ki: Bağırmak istedim ama tam o sırada bana bıçak, kılıç gösterip sus, yoksa acımadan seni keseriz demek istediler.
- گفت آن دم کارد بنمودند و تیغ ** که خمش ورنه کشیمت بیدریغ