- Mallarımız ne oldu yahu? Söyle bakalım dediler.
- پس بدو گفتند ای حارس بگو ** که چه شد این رخت و این اسباب کو
- Dedi ki: Gece hırsızlar geldiler. Gözümüzün önünde ne var ne yoksa alıp götürdüler. 545
- گفت دزدان آمدند اندر نقاب ** رختها بردند از پیشم شتاب
- Halk, a kum tepesine benzeyen herif, a arda kalasıca, sen ne yaptın? dediler.
- قوم گفتندش که ای چو تل ریگ ** پس چه میکردی کیی ای مردریگ
- Dedi ki: Ben bir kişiydim, onlar yiğit, gürbüz, silâhlı bir alay adamdı.
- گفت من یک کس بدم ایشان گروه ** با سلاح و با شجاعت با شکوه
- Halk pekâlâ dedi, savaşmayacaktın bari uyanın kalkın diye bağırsaydın.
- گفت اگر در جنگ کم بودت امید ** نعرهای زن کای کریمان برجهید
- Dedi ki: Bağırmak istedim ama tam o sırada bana bıçak, kılıç gösterip sus, yoksa acımadan seni keseriz demek istediler.
- گفت آن دم کارد بنمودند و تیغ ** که خمش ورنه کشیمت بیدریغ
- Ben de korkudan ağzımı kapadım. Fakat şimdi istediğiniz kadar bağırıp çağırayım. 550
- آن زمان از ترس بستم من دهان ** این زمان هیهای و فریاد و فغان
- O zaman soluk bile alamıyordum, fakat şimdi dilediğiniz kadar feryat edeyim!
- آن زمان بست آن دمم که دم زنم ** این زمان چندانک خواهی هی کنم
- Kötü ve rüsva, şeytan, ömrünü zâyettikten sonra “Euzü” çekmek, “Fâtiha” okumak beyhudedir.
- چونک عمرت برد دیو فاضحه ** بینمک باشد اعوذ و فاتحه
- Beyhudedir ama yine de gaflete düşmek, feryat etmekten daha kötüdür ya.
- گرچه باشد بینمک اکنون حنین ** هست غفلت بینمکتر زان یقین