English    Türkçe    فارسی   

6
791-800

  • Bu dert Müminin yanında değersiz olur mu hiç? Kulağın aşkı, küpenin değerincedir.
  • پیش مومن کی بود این غصه خوار  ** قدر عشق گوش عشق گوشوار 
  • Mümine göre o pâk nurun yası, yüzlerce Nuh tufanından da meşhurdur.
  • پیش مومن ماتم آن پاک‌روح  ** شهره‌تر باشد ز صد طوفان نوح 
  • Şair’in,Halepteki Şiîleri kınayan sözleri
  • نکته گفتن آن شاعر جهت طعن شیعه حلب 
  • Şair dedi ki: Doğru ama Yezit’in devri nerede? Bu yas buraya ne kadar da geç gelmiş?
  • گفت آری لیک کو دور یزید  ** کی بدست این غم چه دیر اینجا رسید 
  • Körler bile o kötülükleri gördüler, sağırların kulakları bile o hikâyeleri duydu.
  • چشم کوران آن خسارت را بدید  ** گوش کران آن حکایت را شنید 
  • Siz şimdiye kadar uyuyor muydunuz ki şimdi yas tutuyor, elbisenizi yırtıyorsunuz? 795
  • خفته بودستید تا اکنون شما  ** که کنون جامه دریدیت از عزا 
  • Ey uykuya dalanlar, kendinize ağlayın! Çünkü bu ağır uyku, çok kötü bir ölüm.
  • پس عزا بر خود کنید ای خفتگان  ** زانک بد مرگیست این خواب گران 
  • Allah’ya mensup ruh, zindandan kurtuldu. Neden elbisenizi yırtalım, niçin elimizi ısırıp duralım?
  • روح سلطانی ز زندانی بجست  ** جامه چه درانیم و چون خاییم دست 
  • Onlar ,din sultanlarıydı. Bağı kırdıkları zaman onlara sevinç çağıdır.
  • چونک ایشان خسرو دین بوده‌اند  ** وقت شادی شد چو بشکستند بند 
  • Devlet saymanına uçup gittiler; tomruğu,zinciri çözüp attılar.
  • سوی شادروان دولت تاختند  ** کنده و زنجیر را انداختند 
  • O gün devlet günüdür, güzellik ve saltanat günüdür. Bir zerrecik anlasan, bilsen bunun böyle olduğunu tasdik edersin? 800
  • روز ملکست و گش و شاهنشهی  ** گر تو یک ذره ازیشان آگهی