English    Türkçe    فارسی   

6
804-813

  • Nerede yüzünde din şarabının verdiği nur? Denizi gördüysen hani cömert elin, avucun?
  • Irmağı gören suyu esirgemez; hele o denizi, o bulutu görmüşse. 805
  • Allah rızk vericiliğini ve rahmet hazinelerini, görmeyen haris ,büyük bir harman yerinde, o geniş harmanı görmeyip de bir tek buğdaya yapışan ,uğraşa çabalaya,titreye,yorula aceleyle onu götürmeye çalışan bir karıncaya benzer.
  • Karınca, güzelim harmanları görmez de bir tanecik buğdayın üstüne titrer.
  • O taneyi hırsla, korkuyla çeker durur da onca yığını görmez.
  • Harman sahibi de ey körlüğünden hiçbir şey görmeyen der;
  • Harmanlarımızdan ancak o bir tek taneyi gördün de ona canla başla sarıldın.
  • Ey surette zerre olan, Zuhal yıldızını gör. Sen bir topal karıncasın, yürü, Süleyman’a bak. 810
  • Sen bu cisimden ibaret değilsin, gözden ibaretsin. Canı görsen cisimden vazgeçersin.
  • İnsan gözdür, öte yanı deriden, etten başka bir şey değil. Gözü, neyi görürse değeri o kadardır insanın.
  • Bir küp, boyuna deniz suyu ile doldurulsa koca bir dağı sele verir.