English    Türkçe    فارسی   

6
826-835

  • Yokluktan meydana gelen göz, varlığı tamamı ile yok gördü.
  • دیده‌ای کو از عدم آمد پدید  ** ذات هستی را همه معدوم دید 
  • Fakat şu iki göz, değişti de nurlandı mı bu düzgün cihan mahşer olur.
  • این جهان منتظم محشر شود  ** گر دو دیده مبدل و انور شود 
  • Bu hamlara anlamak haram oldu da onun için bu hakikatler noksan göründü.
  • زان نماید این حقایق ناتمام  ** که برین خامان بود فهمش حرام 
  • Allah cömerttir ama güzelim cennetin nimetleri cehennemliğe haramdır.
  • نعمت جنات خوش بر دوزخمی  ** شد محرم گرچه حق آمد سخی 
  • O, ebedî ahde vefa edenlerden değildir, onun için de cennet balı, ağzına acı gelir. 830
  • در دهانش تلخ آید شهد خلد  ** چون نبود از وافیان در عهد خلد 
  • Müşteri olmadıkça alış veriş etmeye eliniz oynar mı?
  • مر شما را نیز در سوداگری  ** دست کی جنبد چو نبود مشتری 
  • Birisi gelir, mallara bakar, fakat bakmakla alıcı olmaz ki. O ahmak bakış ancak alay içindir.
  • کی نظاره اهل بخریدن بود  ** آن نظاره گول گردیدن بود 
  • Bu kaça? Şu kaça? Diye sorar, dolaşır. Fakat vakit geçirmek, içinden de gülüp eğlenmek için.
  • پرس پرسان کین به چند و آن به چند  ** از پی تعبیر وقت و ریش‌خند 
  • Usancından gelir, senden kumaş ister. Fakat ne müşteridir ne de kumaş arar.
  • از ملولی کاله می‌خواهد ز تو  ** نیست آن کس مشتری و کاله‌جو 
  • Kumaşı yüz kere görür, yüz kere geri verir. O nerede kumaş ölçecek? Yel ölçer poyraz biçer! 835
  • کاله را صد بار دید و باز داد  ** جامه کی پیمود او پیمود باد