English    Türkçe    فارسی   

6
835-844

  • Kumaşı yüz kere görür, yüz kere geri verir. O nerede kumaş ölçecek? Yel ölçer poyraz biçer! 835
  • کاله را صد بار دید و باز داد  ** جامه کی پیمود او پیمود باد 
  • Nerede müşterinin gelişi, alışverişi, nerede bir serserinin alayı, gönül eğleyişi?
  • کو قدوم و کر و فر مشتری  ** کو مزاح گنگلی سرسری 
  • Cebinde bir habbe bile yoktur. Ancak gevezelik eder, yoksa nereden cüppe alacak?
  • چونک در ملکش نباشد حبه‌ای  ** جز پی گنگل چه جوید جبه‌ای 
  • Alışveriş için sermaye yoktur; artık onun çirkin suratı nedir, alayı, gevezeliği ne oluyor?
  • در تجارت نیستش سرمایه‌ای  ** پس چه شخص زشت او چه سایه‌ای 
  • Bu dünya pazarında sermaye altındır, orada da aşk ve iki ıslak göz.
  • مایه در بازار این دنیا زرست  ** مایه آنجا عشق و دو چشم ترست 
  • Kim eli boş pazara giderse ömrü geçer, tamamı ile ham ve eli boş olarak geri döner. 840
  • هر که او بی‌مایه‌ی بازار رفت  ** عمر رفت و بازگشت او خام تفت 
  • Kardeş neredeydin? Hiçbir yerde. Ne pişirdin? Hiçbir şey!
  • هی کجا بودی برادر هیچ جا  ** هی چه پختی بهر خوردن هیچ با 
  • Müşteri ol da elim oynasın, gebe olan madenimden lâl doğsun.
  • مشتری شو تا بجنبد دست من  ** لعل زاید معدن آبست من 
  • Fakat müşteri, gevşek ve soğuk bile olsa yine sen onu çağır. Çünkü böyle emredilmiştir.
  • مشتری گرچه که سست و باردست  ** دعوت دین کن که دعوت واردست 
  • Doğan kuşunu uçur, ruh güvercinini tut. Dâvet yolunda Nuh’un yolunda yürü.
  • باز پران کن حمام روح گیر  ** در ره دعوت طریق نوح گیر