- Nezle olmamaya, koku almaya bak. Halkın yelinden, nefesinden bedenini ört.
- بو نگهدار و بپرهیز از زکام ** تن بپوش از باد و بود سرد عام
- Onların havaları, kış rüzgârlarından da soğuktur. Örtün, bürün de burnuna girmesin.
- تا نینداید مشامت را ز اثر ** ای هواشان از زمستان سردتر
- Onlar, cansız, donmuş kişilerdir. Nefesleri, karlı dağlardan gelir.
- چون جمادند و فسرده و تنشگرف ** میجهد انفاسشان از تل برف
- Fakat yeryüzü bu karlı kefene büründü mü durma, hemen Hüsameddin’in güneş kılıcını vur. 90
- چون زمین زین برف در پوشد کفن ** تیغ خورشید حسامالدین بزن
- Derhal doğudan Allah kılıcını çek, o doğuyla bu tapıyı ısıt.
- هین بر آر از شرق سیفالله را ** گرم کن زان شرق این درگاه را
- Güneş, karı hançerledi mi dağlardan ovalardan seller yürür.
- برف را خنجر زند آن آفتاب ** سیلها ریزد ز کهها بر تراب
- Çünkü o, ne doğudadır, ne batıda. Gece gündüz müneccimle savaşır durur.
- زانک لا شرقیست و لا غربیست او ** با منجم روز و شب حربیست او
- Neden der, benden başka ve yol göstermeyen yıldızları bayağılık ve körlük yüzünden kıble edindin?
- که چرا جز من نجوم بیهدی ** قبله کردی از لیمی و عمی
- Kuran’da o emin erin “Ben batanları sevmem” sözü hoşuna gitmedi. 95
- تا خوشت ناید مقال آن امین ** در نبی که لا احب الا فلین
- Ayın önüne geçtin, beline eleğim sağmadan kulluk kemerini bağladın da o yüzden ayın ikiye bölünüşünden incindin.
- از قزح در پیش مه بستی کمر ** زان همی رنجی ز وانشق القمر