English    Türkçe    فارسی   

6
891-900

  • Derken Sıddıyk, o taraftan geçti, onun “Ahad” demesini duydu.
  • Gözü doldu, gönlü incindi, o “Ahad” sözünden bir âşina kokusu aldı.
  • Sonra onu tenhaca görüp nasihat verdi, dedi ki: İnanışını kâfirlerden gizli tut.
  • Allah, gizli şeyleri bilir, maksadını gizle. Bilâl, tövbe ettim dedi.
  • Ertesi gün Sıddıyk, erkenden bir iş için oradan geçiyordu. 895
  • Yine “Ahad” sözüyle dayak sesini duydu. Gönlü ateşlendi.
  • Yine nasihat etti, o da tövbe etti ama aşk gelince tövbesini bozuverdi.
  • Böyle bir hayli tövbe etti, nihayet tövbeden bezdi.
  • İnanışını açığa vurdu, bedenini belâya attı, ey Muhammed dedi, ey tövbelere düşman!
  • Bedenim de seninle dolu, damarım da. Artık bu bedene nasıl olur da tövbe sığar? 900