- Feleğin, o dönüp durmadan usandığı, bir karara bağlandığı yok. Sen de ey gönül, yıldız gibi ol, durup dinlenmeyi dileme.
- چون قراری نیست گردون را ازو ** ای دل اختروار آرامی مجو
- Hangi dala el atsan, nereye ulaşıp yapışsan, aşk, o dalı kırar, o şeyi koparır. 915
- گر زنی در شاخ دستی کی هلد ** هر کجا پیوند سازی بسکلد
- Kaderin dönüp duruşunu görmüyorsan unsurların coşuşunu, dönüşünü seyret.
- گر نمیبینی تو تدویر قدر ** در عناصر جوشش و گردش نگر
- Denizin üstündeki çöplerle köpüklerin dönüp akışı, şerefli denizin köpürüp coşmasındandır.
- زانک گردشهای آن خاشاک و کف ** باشد از غلیان بحر با شرف
- Başı dönmüş rüzgârın dönüşünü seyret de onun emrine uymuş olan deniz dalgalarının coşup köpürüşünü gör.
- باد سرگردان ببین اندر خروش ** پیش امرش موج دریا بین بجوش
- Güneşle ay, iki değirmen öküzüdür. Dönüp dururlar ve etrafı korurlar.
- آفتاب و ماه دو گاو خراس ** گرد میگردند و میدارند پاس
- Yıldızlar da konak konak koşarlar. Her kutlu ve kutsuz şeyin bineği olurlar. 920
- اختران هم خانه خانه میدوند ** مرکب هر سعد و نحسی میشوند
- Felekteki yıldızlar, uzak olduklarından, duyguların da tembel ve gevşek olup iz izleyemediklerinden onların hakikatini bilemezsin.
- اختران چرخ گر دورند هی ** وین حواست کاهلاند و سستپی
- Bizim göz, kulak ve akıl yıldızlarımız, gece nerededir, uyanıkken nerede?
- اختران چشم و گوش و هوش ما ** شب کجااند و به بیداری کجا
- Gâh kutlulukla, vuslatta, gönülleri hoş. Gâh kutsuzlukla, ayrılıkta kendilerinden geçmişlerdir.
- گاه در سعد و وصال و دلخوشی ** گاه در نحس فراق و بیهشی