- Külli olan şeyler bile onun önünde top gibi yuvarlanıp durur, çevgânına tâbi olur, secde eder.
- چونک کلیات پیش او چو گوست ** سخره و سجده کن چوگان اوست
- Sen ey gönül, bu yüz binlerce varlık içinden bir cüzüsün, nasıl olur da onun hükmüne karşı kararsız bir hale gelmezsin?
- تو که یک جزوی دلا زین صدهزار ** چون نباشی پیش حکمش بیقرار
- Beyin emrindeki ata dön, at gâh ahırda mahpustur, gâh gezer dolaşır.
- چون ستوری باش در حکم امیر ** گه در آخر حبس گاهی در مسیر
- Seni de bir mıha bağladı mı sabret, çözdü mü yürü sıçra.
- چونک بر میخت ببندد بسته باش ** چونک بگشاید برو بر جسته باش
- Güneş gökyüzünde eğri büğrü gitti mi yüzü kararır, Allah onu bir tutulmaya uğratır. 930
- آفتاب اندر فلک کژ میجهد ** در سیهروزی خسوفش میدهد
- Sen de aklını başına devşir de tutulma yerine düşmemeye savaş, bu suretle de tencere gibi yüzü kara bir hale gelme.
- کز ذنب پرهیز کن هین هوشدار ** تا نگردی تو سیهرو دیگوار
- Buluta da öyle yürüme, böyle yürü diye ateşten kırbaç vururlar.
- ابر را هم تازیانهی آتشین ** میزنندش کانچنان رو نه چنین
- Filân ovaya yağmur yağdır, buraya değil, kulağını aç diye kulağını bururlar.
- بر فلان وادی ببار این سو مبار ** گوشمالش میدهد که گوش دار
- Senin aklın, güneşten artık değildir ya. Nehyedilen fikirde kakılıp kalma.
- عقل تو از آفتابی بیش نیست ** اندر آن فکری که نهی آمد مهایست
- Ey akıl, sen de dizginini eğriltme de tutulup nursuz bir hale gelmeyesin. 935
- کژ منه ای عقل تو هم گام خویش ** تا نیاید آن خسوف رو به پیش