English    Türkçe    فارسی   

6
972-981

  • Çünkü mecazi aşk, altınlarla bezenmiş bir güzelliktir. Görünüşü nurdur, fakat içi dumandır.
  • Nur gitti de duman meydana çıktı mı mecazi aşk, derhal soğur, donar.
  • O güzellik aslına gider, beden kokmuş rüsvay, kötü bir halde kalır.
  • Ayın nuru da aya döndü mü duvardaki aksi gider, o duvar simsiyah kesilir. 975
  • O nakış, o boya gitti mi su ve toprak kalır. Ay olmayınca o duvar şeytan gibi bir hale düşer.
  • Kalp altının yüzünden altını gidince, o altın, kendi madenine dönünce,
  • Kepaze bakır, duman gibi kala kalır. Bu yüzden de ona âşık olanın yüzü kararır.
  • Gözlülerse altın madenine âşık olurlar. Aşkları, her gün biraz daha artar.
  • Çünkü altın madenine altınlıkta ortak yoktur. Merhaba ey şüphesiz, hilesiz altın madeni! 980
  • Kim kalp bir akçayı altın madenine ortak ederse asıl altın, mekânsızlık madenine gitti mi,