English    Türkçe    فارسی   

6
976-985

  • O nakış, o boya gitti mi su ve toprak kalır. Ay olmayınca o duvar şeytan gibi bir hale düşer.
  • Kalp altının yüzünden altını gidince, o altın, kendi madenine dönünce,
  • Kepaze bakır, duman gibi kala kalır. Bu yüzden de ona âşık olanın yüzü kararır.
  • Gözlülerse altın madenine âşık olurlar. Aşkları, her gün biraz daha artar.
  • Çünkü altın madenine altınlıkta ortak yoktur. Merhaba ey şüphesiz, hilesiz altın madeni! 980
  • Kim kalp bir akçayı altın madenine ortak ederse asıl altın, mekânsızlık madenine gitti mi,
  • Âşık da ıstırabından ölür, mâşuk da. İkisi de âdeta suyu çekilmiş girdaptaki balığa döner.
  • Allah’ya ait olan aşk, yücelik güneşidir. Halk da gölge gibi onun nurunun emrindedir.
  • Mustafa, bu vakayı duyunca hoş bir surette ferahladı, neşelendi Ebubekir’de bu hali görünce söz söylemeye iştahlandı.
  • Mustafa gibi bir dinleyici duyunca her kılı, ayrı bir dil oldu. 985