English    Türkçe    فارسی   

6
98-107

  • Havanın değişmesini yıldızların tesirinden bilirsin de “And olsun yıldıza, indiği zaman” âyetinden hoşlanmazsın.
  • Ay, ekmekten de tesirli değildir ya. Nice ekmek vardır ki adamın can damarını koparır.
  • Zühre, sudan daha tesirli değildir ya. Nice su vardır ki bedeni harap eder. 100
  • Fakat onun sevgisi senin canındadır da onun için dostun öğüdü bir kulağından girer, bir kulağından çıkar.
  • Fakat bil ki senin öğüdün de bize tesir etmez, bizim öğüdümüz de sana!
  • Meğer ki göklerin anahtarları elinde olan sevgiliden sana hususi bir anahtar ihsan edile.
  • Bu söz, yıldıza benzer, aya benzer. Fakat Allah buyruğu olmaksızın tesir etmez.
  • Bu cihetsiz yıldız, yalnız vahiy arayan kulaklara tesir eder. 105
  • Cihetten cihetsizlik âlemine gelin de sizi kurdu paralamasın der.
  • Onun yıldızlar saçan pırıltısı karşısında şu dünya güneşi, bir yarasaya benzer.