- Büyü yapar da o kadar ay ışığı gösterir ki aşağılık adamlardan yüzlerce keseyi kapar. 995
- آنچنان مهتاب پیماید به سحر ** کز خسان صد کیسه برباید به سحر
- Peygamberler, onlara alışveriş etmeyi öğrettiler, onların önünde din mumunu yaktılar.
- انبیاشان تاجری آموختند ** پیش ایشان شمع دین افروختند
- Fakat şeytan ve yol yanıltan büyücü, hileyle, büyüyle peygamberleri onlara çirkin gösterdi.
- دیو و غول ساحر از سحر و نبرد ** انبیا را در نظرشان زشت کرد
- Düşman büyü yaparak karı ile kocayı birbirine çirkin gösterir, nihayet aralarına ayrılık düşer.
- زشت گرداند به جادویی عدو ** تا طلاق افتد میان جفت و شو
- Onların gözlerini büyüyle kapattılar da böyle değerli bir inciyi aşağılık kişiye sattılar.
- دیدههاشان را به سحر میدوختند ** تا چنین جوهر به خس بفروختند
- 1000.Bu inci, iki âlemden de üstündür. Gel de hemen şu eşek gibi bir şeyden anlamayan çocuktan satın al. 1000
- این گهر از هر دو عالم برترست ** هین بخر زین طفل جاهل کو خرست
- Eşeğe göre katır boncuğu ile inci birdir. O eşek ,zaten inciyle denizin vücudunda şüphe eder.
- پیش خر خرمهره و گوهر یکیست ** آن اشک را در در و دریا شکیست
- O denizi de inkâr eder, incilerini de. Hiç hayvan, inciyi süsü püsü arar mı?
- منکر بحرست و گوهرهای او ** کی بود حیوان در و پیرایهجو
- Allah, lâl ve inci aramaz. Allah, onun kafasına böyle bir şey koymamıştır.
- در سر حیوان خدا ننهاده است ** کو بود در بند لعل و درپرست
- Hiç eşeklerde küpe gördün mü? Eşeğin kulağı da yeşilliktedir aklı da.
- مر خران را هیچ دیدی گوشوار ** گوش و هوش خر بود در سبزهزار