English    Türkçe    فارسی   

1
2127-2151

  • O aşağılık Şeytan, bir şüphe meydana getirir. Bütün bu körler tepe takla düşerler.
  • İstidlâlcilerin ayakları tahtadır. Tahta ayaksa pek kudretsiz pek karasızdır.
  • Sebatiyle dağları bile hayran eden ve basiret sahibi olan zamanın kutbu ise böyle değildir. (İstidlâle değer vermez).
  • Çakıl üstüne baş aşağı düşmemek için körün ayağı sopadır sopa. 2130
  • Askerin, yani din ehlinin üstünlüğüne sebep olan o binici kimdir! Gören padişah!
  • Her ne kadar körler sopa ile yol görmüşlerdir ama yine gözlükler sayesinde.
  • Dünyada gözlükler ve padişahlar olamasaydı bütün körler ölürlerdi.
  • Körlerin elinden ne ekmek gelir, ne biçmek gelir, ne alışveriş gelir, ne de kâr ve kazanç.
  • Tanrı onlara merhamet ve inayet kılmasaydı onların istidlâl değnekleri hemencecik kırılırdı. 2135
  • Bu sopa nedir? Kıyaslar, deliller. O sopayı onlara kim verdi? Gören Tanrı!
  • Sopa, mademki savaş ve kavga âletidir; ey kör, o sopayı kır, paramparça et!
  • O size sopa verdi de öyle meydana çıktınız. Sonra da kızgınlıkla o sopayı yine ona vurdunuz.
  • Ey körler güruhu! Ne iştesiniz, ne yapıyorsunuz? Aranıza bir gören kişi alın!
  • Sen de sana sopa verenin eteğini tut. Bak bir kere Âdem Peygamber istidlâl ve isyan yüzünden neler çekti? 2140
  • Mûsâ ve Muhammed’in mucizelerine dikkat et. Sopa nasıl yılan şekline girdi, direk nasıl irfan sahibi oldu?
  • Sopa yılan şekline girdi, direkten de inilti duyuldu. Bu mucizeleri, dini izhar için günde beş kere ilân ederler.
  • Bu din lezzeti eğer akla aykırı olmasaydı bunca mucizeye hacet var mıydı?
  • Akıl akla uygun olan her şeyi; mucizesiz, keşmekeşsiz kabul eder.
  • Bu bâkir yolu, akla aykırı (akıl hududundan hariç, kıyas ve istidlâle sığmaz) gör ve bu görüş, her devlet sahibine makbuldür; buna da dikkat et. 2145
  • Şeytanlarla canavarlar, nasıl insan korkusundan ve hasetlerinden ürküp adalara, ıssız yerlere kaçtılarsa,
  • Münkirler de Peygamberlerin mucizelerinden korkup başlarını otların içlerine sokmuşlar.
  • Bu suretle müslümanlık ediyle anılarak yaşamak, kim olduklarını, ne inanışta bulunduklarını sana bildirmemek istemişlerdir.
  • Kalpazanlar, kalp paraya nasıl gümüş sürerler ve üstüne padişahın adını kazırlarsa,
  • Onları sözlerinin dış yüzü de tevhit ve şeriattir; fakat iç yüzü, ekmekteki delice tohumuna benzer. 2150
  • Felsefecinin, dini inkâra, yahut din ehliyle mübahaseye kudreti yoktur. Böyle bir şeye girişirse Hak din, onu mahveder.