English    Türkçe    فارسی   

4
1505-1529

  • Bu insanda sınanma yönünden bölüklere ayrılmıştır... Hepsi insan şeklindedir ama üç kısımdır: 1505
  • وین بشر هم ز امتحان قسمت شدند ** آدمی شکلند و سه امت شدند
  • Bir kısmı, mutlak varlık olan Allah’a dalmış, kendini kaybetmiş olanlardır... Bunlar İsa gibi meleklere katılmışlardır.
  • یک گره مستغرق مطلق شدست ** هم‌چو عیسی با ملک ملحق شدست
  • Surette insandır bunlar, fakat hakikatte Cebrail... Kızgınlıktan heva ve hevesten, dedikodudan kurtulmuşlardır.
  • نقش آدم لیک معنی جبرئیل ** رسته از خشم و هوا و قال و قیل
  • Riyazattan da kurtulmuşlardır, zahitlikten ve savaştan da... Sanki onlar, insanoğlundan doğmamışlardır!
  • از ریاضت رسته وز زهد و جهاد ** گوییا از آدمی او خود نزاد
  • İkinci kısmı eşeklere katılmış olanlardır. Bunlar kızgınlığın ta kendisi olmuşlar, tepeden tırnağa kadar şehvet kesilmişlerdir.
  • قسم دیگر با خران ملحق شدند ** خشم محض و شهوت مطلق شدند
  • Bunlardaki Cebrail’lik meleklik sıfatı gitmiştir... Çünkü o ev dardı, o sıfat da büyük, sığamadı, geçip gitti! 1510
  • وصف جبریلی دریشان بود رفت ** تنگ بود آن خانه و آن وصف زفت
  • Canı olmayan adam ölür... Canında bu sıfat bulunmayan kişi de eşek olur.
  • مرده گردد شخص کو بی‌جان شود ** خر شود چون جان او بی‌آن شود
  • Çünkü bu sıfatta olmayan can bayağıdır, aşağıdır... Bu sözü sofi söylemiştir, doğrudur!
  • زانک جانی کان ندارد هست پست ** این سخن حقست و صوفی گفته است
  • O hayvanlardan da fazla can çekişir... Âlemde ince işlere girişir!
  • او ز حیوانها فزون‌تر جان کند ** در جهان باریک کاریها کند
  • Onun örüp dokuduğu hile ve şeytanlık, başka bir hayvandan zuhur edemez!
  • مکر و تلبیسی که او داند تنید ** آن ز حیوان دیگر ناید پدید
  • Altın sırmalı elbiseler dokur, denizin dibinden inciler çıkarır... 1515
  • جامه‌های زرکشی را بافتن ** درها از قعر دریا یافتن
  • Hendese bilgilerinin en ince noktalarını bilir yahut nücum, tıp ve felsefe bilgilerini elde eder!
  • خرده‌کاریهای علم هندسه ** یا نجوم و علم طب و فلسفه
  • Çünkü onun, ancak bu dünya ile alâkası vardır... Yedinci kat göğe çıkmaya yolu yoktur.
  • که تعلق با همین دنیاستش ** ره به هفتم آسمان بر نیستش
  • Bütün bu bilgiler, ahır yapısına yarar... Ahır da öküzle devenin varlığına destektir!
  • این همه علم بنای آخرست ** که عماد بود گاو و اشترست
  • Hayvanların birkaç gün yaşamalarına yarayan bu bilgilerin adını, şu ahmaklar remizler, ince şeyler kodular.
  • بهر استبقای حیوان چند روز ** نام آن کردند این گیجان رموز
  • Allah yolunun, Allah durağının bilgisini ancak gönül sahibi yahut da gönül sahibinin gönlü bilir! 1520
  • علم راه حق و علم منزلش ** صاحب دل داند آن را با دلش
  • İşte Allah bu terkiple lâtif bir hayvan olan insanı yarattı, onu bilgilere eş etti.
  • پس درین ترکیب حیوان لطیف ** آفرید و کرد با دانش الیف
  • O bölüğe “hayvanlar gibi” dedi... Çünkü uyanıklığın uykuyla ne münasebeti var?
  • نام کالانعام کرد آن قوم را ** زانک نسبت کو بیقظه نوم را
  • Hayvani ruhta ancak uyku bulunur... Bu çeşit insanlarda aksine duygular vardır.
  • روح حیوانی ندارد غیر نوم ** حسهای منعکس دارند قوم
  • Fakat uyanıklık gelmedi de hayvani uyku kalmadı mı duygusunun aksi ve aykırı olduğunu levhten okur anlar!
  • یقظه آمد نوم حیوانی نماند ** انعکاس حس خود از لوح خواند
  • Uykuya dalan kişinin uyandığı zaman, rüyada gördüklerinin aksini görmesi gibi! 1525
  • هم‌چو حس آنک خواب او را ربود ** چون شد او بیدار عکسیت نمود
  • Hülâsa o aşağılık kişi, aşağılık âlemdendir... Onu bırak, “Ben batanları sevmem, de!”
  • لاجرم اسفل بود از سافلین ** ترک او کن لا احب الافلین
  • Kalplerinde hastalık olanlara gelince: Kur’an, onların gönüllerindeki pisliği arttırır ve "Allah, Kur’an’daki misallerle çoğunu azdırır, çoğunu da doğru yola götürür" ayetlerinin tefsiri
  • در تفسیر این آیت کی و اما الذین فی قلوبهم مرض فزادتهم رجسا و قوله یضل به کثیرا و یهدی به کثیرا
  • Çünkü hayvani ruha sahip olan kişinin, huylarını değiştirmeye, nefsiyle savaşa girişmeye, aşağılıktan kurtulmaya istidadı vardı ama o istidadı fevt etti!
  • زانک استعداد تبدیل و نبرد ** بودش از پستی و آن را فوت کرد
  • Hâlbuki hayvanda istidat yoktur... Hayvanlıktaki özrü apaçıktır!
  • باز حیوان را چو استعداد نیست ** عذر او اندر بهیمی روشنیست
  • İnsandan yol gösteren bu istidat gitti mi ne yerse yesin eşek beynidir!
  • زو چو استعداد شد کان رهبرست ** هر غذایی کو خورد مغز خرست