English    Türkçe    فارسی   

4
2264-2288

  • Uykuya dalmış bilgisiz kişiye öğüt vermek, çorak yere tohum saçmaktır.
  • Aptallık ve bilgisizlik yırtığı yama kabul etmez... Ey öğütçü, ona hikmet tohumunu pek saçma. 2265
  • O yarı akıllı balığın kurtulmak için bir çare düşünmesi ve kendisini ölü göstermesi
  • Öbür balık, o belâ çağında aklının gölgesinden ayrı düştü de dedi ki:
  • O, denize vardı, gamdan azat oldu... Ben öyle bir iyi arkadaştan ayrıldım.
  • Fakat artık onu düşünmeyeyim de kendi kendime bir çare bulayım... Şimdi kendimi ölü göstereyim ben...
  • Suyun üstüne çıkıp karnımı yukarıya, sırtı mı aşağıya verip kendimi salı vereyim... Su, nereye götürürse gideyim.
  • Yüzen kişi gibi değil de âdeta bir saman çöpü gibi su üstünde sürükleneyim. 2270
  • Kendimi ölüye benzetip suya bırakayım... Ölümden önce ölmek, azaptan kurtuluştur.
  • Ey yiğit ölümden önce ölmek emniyettir... Bize Mustafa böyle buyurdu.
  • Dedi ki: Size ölüm, sınamalarla gelmeden hepiniz ölün.
  • Balık, güya öldü, karnını yukarıya çevirdi... Su, onu gâh yukarıya çıkarıyor, gâh aşağıya alıyordu.
  • Balıkçıların her biri eyvah dediler... En iyi balık öldü... Hepsi de pek kederlendi. 2275
  • Balık onların eyvah demelerinden sevindi... Bu oyunla kılıçtan kurtuldum galibi dedi.
  • Balıkçının biri onu yakaladı... Tuh yazıklar olsun deyip fırlattı, toprağa attı.
  • Balık çırpına çırpına gizlice suya fırladı gitti. Öbür ahmak, ıstıraplar içinde kalakaldı.
  • O ahmak sıçrayıp kilimini kurtarmak için sağa sola çırpındı durdu.
  • Fakat avcılar ağı attılar... Ağın içinde kaldı; ahmaklık onu ateşe attı. 2280
  • Ateş üstünde tava içinde ahmaklıkla eş oldu.
  • Ateşin hararetiyle kızıp kaynadıkça akıl ona “sana hiç korkutucu bir zat gelmedi mi?” diyordu.
  • O da, o işkencenin, o belânın içinde kâfirlerin canları gibi “Evet, geldi” demekteydi.
  • Sonra da eğer bu sefer, şu boynumu kıran mihnetten kurtulursam,
  • 2285.Denizden başka yerde yurt tutmam... Bir gölcükte oturmam artık. 2285
  • Uçsuz bucaksız bir su ararım da emin olayım... Ebediyen emniyet ve sıhhat içinde ömür süreyim diyordu!
  • Ahmağın, bir belâya uğrayınca nadim olup ahdetmesinde bir vefa yoktur. ”Onlar tekrar dünyaya döndürülseler yapmayın diye nehyolundukları şeyleri yapmaya başlarlardı yine. Onlar yalancılardır.” suphukâzibin vefası olamaz!
  • Akıl, ona diyordu k: Ahmaklık, seninle değil mi? Ahmaklıkla ahde vefa edilmez.
  • Ahitlerde vefa etmek, akılla olur... Sense aklın yok a eşek değerli!