Sarhoşun gönlüyle alay etme, eğlenme hevesi düştü mü bunu bilmem, onu bilmem, demeyi tutturur.
مست را چون دل مزاح اندیشه شد ** این ندانم و آن ندانم پیشه شد
Bunu bilmem, onu bilmem demek,bildiğimiz kimdir onu söylemen içindir.
این ندانم وان ندانم بهر چیست ** تا بگویی آنک میدانیم کیست
Sözde bir şeyi nefyetmek. Bir şeyi ispat etmek içindir. Nefyi bırak da söze ispattan başla.640
نفی بهر ثبت باشد در سخن ** نفی بگذار و ز ثبت آغاز کن
Bu değil, o değil sözünü terket de var olanı ileri getir.
نیست این و نیست آن هین واگذار ** آنک آن هستست آن را پیش آر
Nefyi bırak da var olana tap, bunu o sarhoş Türk’ten öğren babacığım.
نفی بگذار و همان هستی پرست ** این در آموز ای پدر زان ترک مست
Mahmur Türk beyinin, sabah çağı çalgıcıyı çağırması; ” Ulu Allah’nın dostlarına hazırladığı bir şarap vardır, onu içtiler mi sarhoş olurlar, sarhoş olunca da tertemiz bir hale gelirler..” hadisinin tefsiri Şarap, sırlar küpünde şunun için köpürür: Kim, her şeyden geçmişse o şarabı içer. Ulu Allah “ İyi kişiler içerler ”demiştir. Senin içtiğin şarap haramdır. Biz,helâl olan şaraptan başka şarap içmiyoruz. Çalış da yokluktan varlığa ulaş. Allah şarabiylesarhoşol.
استدعاء امیر ترک مخمور مطرب را بوقت صبوح و تفسیر این حدیث کی ان لله تعالی شرابا اعده لاولیائه اذا شربوا سکروا و اذا سکروا طابوا الی آخر الحدیث می در خم اسرار بدان میجوشد تا هر که مجردست از آن می نوشد قال الله تعالی ان الابرار یشربون این می که تو میخوری حرامست ما می نخوریم جز حلالی «جهد کن تا ز نیست هست شوی وز شراب خدای مست شوی»
Yabancı bir Türk, seher vakti uyandı. Sarhoşluğun verdiği mahmurlukla bir çalgıcı istedi.
اعجمی ترکی سحر آگاه شد ** وز خمار خمر مطربخواه شد
Can çalgıcısı, insanın canına munistir. Sarhoşun mezesi, gıdası ve kuvveti odur.
مطرب جان مونس مستان بود ** نقل و قوت و قوت مست آن بود
Çalgıcı onları sarhoşluğa çeker. Sonra yine sarhoşluğu, çalgıcının, okuyucunun nağmesinden, nefesinden tadarlar.645
مطرب ایشان را سوی مستی کشید ** باز مستی از دم مطرب چشید
Allah şarabı, insanı o çalgıcıya, o okuyucuya götürür; bu ten şarabı da bu çalgıcıdan, bu okuyucudan gıdalanır.
آن شراب حق بدان مطرب برد ** وین شراب تن ازین مطرب چرد
Söze gelince ikisi de birdir ama hakikatte bu Hasan’la o Hasan arasında fark çoktur.
هر دو گر یک نام دارد در سخن ** لیک شتان این حسن تا آن حسن
Arada söze ait bir şüphe var ama gökyüzü nerede, ip nerede?
اشتباهی هست لفظی در بیان ** لیک خود کو آسمان تا ریسمان
Sözdeki birlik, daima yol vurur. Kâfirle müminin birliği, ten bakımındandır.
اشتراک لفظ دایم رهزنست ** اشتراک گبر و مؤمن در تنست
Bedenler, ağızları kapalı testilere benzerler. Her testide ne var? Sen ona bak.650
جسمها چون کوزههای بستهسر ** تا که در هر کوزه چه بود آن نگر
O beden testisi, âbıhayatla doludur, bu beden testisi ölüm zehriyle.
کوزهی آن تن پر از آب حیات ** کوزهی این تن پر از زهر ممات
İçindekine bakarsan padişahsın, dışına bakarsan yolunu azıttın gitti.
گر به مظروفش نظر داری شهی ** ور به ظرفش بنگری تو گمرهی
Söz,bil ki şu bedene benzer, manâsı da içindeki candır.
لفظ را مانندهی این جسم دان ** معنیش را در درون مانند جان
Baş gözü, daima bedeni görür, can gözü ise, hünerli canı.
دیدهی تن دایما تنبین بود ** دیدهی جان جان پر فن بین بود
Mesnevi’nin sözlerindeki suret de surete kapılanı azdırır, yolunu kaybettirir, manâya bakan kişiye de yol gösterir, doğru yolu buldurur.655
پس ز نقش لفظهای مثنوی ** صورتی ضالست و هادی معنوی
Allah da “Bu Kur’an, gönül yüzünden bazılarına doğru yolu gösterir, bazılarının da yolunu azıtır” buyurmuştur.
در نبی فرمود کین قرآن ز دل ** هادی بعضی و بعضی را مضل
Arif, şarap dedi mi Allah için olsun abes görme. Arife nasıl olur da bir şey yok olur?
الله الله چونک عارف گفت می ** پیش عارف کی بود معدوم شی
Sen, şeytanın içtiği şarabı anlarsan Allah şarabını nereden düşünebileceksin?
فهم تو چون بادهی شیطان بود ** کی ترا وهم می رحمان بود
Çalgıyla şarap... bu ikisi de eşittir. Bu ona koşar, o buna.
این دو انبازند مطرب با شراب ** این بدان و آن بدین آرد شتاب
Sarhoşlar, çalgının namesiyle, çalgıcının nefesiyle gıdalanırlar. Çalgıyla çalgıcı da onları meyhaneye çeker götürür.660
پر خماران از دم مطرب چرند ** مطربانشان سوی میخانه برند
O, meydanın başıdır, bu, sonu. Gönül, onun çevgânında bir top kesilmiştir.
آن سر میدان و این پایان اوست ** دل شده چون گوی در چوگان اوست
Akılda ne varsa kulak oraya dikilir. Başta safra varsa yanınca sevda olur.
در سر آنچ هست گوش آنجا رود ** در سر ار صفراست آن سودا شود