Bağımı, öyle bir divanelik kopardı ki bütün divaneler bana nasihat verirler!1385
آن چنان دیوانگی بگسست بند ** که همه دیوانگان پندم دهند
Zünnun’un hatırını sormak üzere dostlarının tımarhaneye gelmeleri
آمدن دوستان به بیمارستان جهت پرسش ذو النون مصری
Bu çeşit delilik, Zünnun’u, Mısri’nin de başına geldi. Onda yeni, yeni coşkunluklar, cezbeler meydana gelmekteydi.
این چنین ذو النون مصری را فتاد ** کاندر او شور و جنونی نو بزاد
Coşkunluğu âdeta göğün üstüne erişecek bir dereceyi buluyor, ciğerler acısı bir hale geliyordu.
شور چندان شد که تا فوق فلک ** میرسید از وی جگرها را نمک
Kendine gel ey çorak toprak, kendi coşkunluğunu bu işe sahip olan temiz kişilerin coşkunluğu ile bir tutma!
هین منه تو شور خود ای شوره خاک ** پهلوی شور خداوندان پاک
Halk onun deliliğine tahammül edemez bir hale geldi. Ateşi, âdeta halkın sakalını tutuşturmaktaydı.
خلق را تاب جنون او نبود ** آتش او ریشهاشان میربود
Avamın sakalına ateş düşünce onu körlüklerinden, inatlarından tutup bağladılar.1390
چون که در ریش عوام آتش فتاد ** بند کردندش به زندانی نهاد
Halk, bu yolda umumiyetle dara düşse de yine yuları geri çekmeye imkân yoktur.
نیست امکان واکشیدن این لگام ** گر چه زین ره تنگ میآیند عام
Bu padişahların hepsi, halktan can korkusuna düştüler. Çünkü bu güruh kördür, padişahların da nişanı yok!
دیده این شاهان ز عامه خوف جان ** کاین گره کورند و شاهان بینشان
Hüküm külhaniler eline geçince nihayet Zünnun zindana düştü.
چون که حکم اندر کف رندان بود ** لاجرم ذو النون در زندان بود
Bir tek ulu padişah, tek başına atına binmiş, gitmekte. Ardına düşen, ona uyan yok. Böyle bir eşi bulunmaz inci, çocukların eline düşmüş. Kadrini bilen anlayan yok.
یک سواره میرود شاه عظیم ** در کف طفلان چنین در یتیم
İnci de nedir ki? Bir katrada gizlenmiş bir deniz.. bir zerreye sığmış güneş!1395
در چه دریا نهان در قطرهای ** آفتابی مخفی اندر ذرهای
Öyle bir güneş ki kendisini zerre gösterdi de yavaş, yavaş yüzünü açtı.
آفتابی خویش را ذره نمود ** و اندک اندک روی خود را بر گشود
Bütün zerreler, onda yok oldu. Âlem, onun yüzünden sarhoş oldu, onun yüzünden kendisine geldi.
جملهی ذرات در وی محو شد ** عالم از وی مست گشت و صحو شد
Fakat kalem, bir gaddarın elinde oldu mu şüphe yok, Mansur, dâra çekilir.
چون قلم در دست غداری بود ** بیگمان منصور بر داری بود
Bu hüküm, bu hükümet, kötü kişilerin elinde oldukça elbette peygamberleri öldürmek lâzım.
چون سفیهان راست این کار و کیا ** لازم آمد یقتلون الأنبیاء
Yol azıtmış kavim, aptallıklarından peygamberlere “ Biz, sizi şom bilmekteyiz. Bize sizin yüzünüzden kötülük geliyor” dedi.1400
انبیا را گفته قومی راه گم ** از سفه إنا تطیرنا بکم
Hıristiyanların cehaletine bak ki asılan bir Allahtan medet ummaktadır.
جهل ترسا بین امان انگیخته ** ز آن خداوندی که گشت آویخته
Çünkü onlarca İsa’yı Yahudiler asmıştır. Peki, iş böyleyse ona kim imdat etsin?
چون به قول اوست مصلوب جهود ** پس مر او را امن کی تاند نمود
O padişahın yüreği, onların yüzünden kan olunca “ Sen, onların içinde oldukça Allah onlara azap göndermez” hükmü nasıl olur da sürüp gider?
چون دل آن شاه ز ایشان خون بود ** عصمت و أنت فیهم چون بود
Hain kalpazandan, halis altınla kuyumcu, daha fazla korkar.
زر خالص را و زرگر را خطر ** باشد از قلاب خاین بیشتر
Yusuflar, çirkin kişilerin hasedinden korkup gizlenirler. Güzeller, düşman korkusundan ateş içinde yaşarlar.1405
یوسفان از رشک زشتان مخفیند ** کز عدو خوبان در آتش میزیند
Yusuflar, kardeşlerinin hilesi yüzünden kuyuya düşmüşlerdir. Çünkü o kardeşler, hasetlerinden Yusuf’u kurtlara verip dururlar.
یوسفان از مکر اخوان در چهاند ** کز حسد یوسف به گرگان میدهند
Hasetten Mısır Yusuf’unun başına neler geldi? Bu haset, pusuya yatmış büyük bir kurttur.
از حسد بر یوسف مصری چه رفت ** این حسد اندر کمین گرگی است زفت
Hulâsa halîm Yakup, Yusuf’a bir şey yapmasın diye bu kurttan daima korkar.
لاجرم زین گرگ یعقوب حلیم ** داشت بر یوسف همیشه خوف و بیم
Zahiri kurt, Yusuf’un etrafında dönüp dolaşmadı. Fakat bu haset, işlediği işle kurtları da geçti!
گرگ ظاهر گرد یوسف خود نگشت ** این حسد در فعل از گرگان گذشت
Bu haset kurdu, Yusuf’u yaraladı da “ Biz onu elbiselerimizin başında bırakmış, gitmiştik, kurt kapmış” diye tatlı sözlerle özür serdetti.1410
رحم کرد این گرگ و ز عذر لبق ** آمده که إنا ذهبنا نستبق
Bu hile, yüz binlerce kurtta bile yok Hele dur, bak, bu kurt sonunda nasıl rüsvay olur!
صد هزاران گرگ را این مکر نیست ** عاقبت رسوا شود این گرگ بیست
Ondan dolayı herkesin yaptığı kötülüğün zararını göreceği gün hasetçiler, muhakkak kurt şeklinde haşredileceklerdir.
ز انکه حشر حاسدان روز گزند ** بیگمان بر صورت گرگان کنند
Hırsla dolu aşağılık ve haram yiyici kişi, o sayı günü domuz şeklinde,
حشر پر حرص خس مردار خوار ** صورت خوکی بود روز شمار
Zina edenler, avret yerleri kokarak, şarap içenler, ağızları kokarak dirilirler.
زانیان را گند اندام نهان ** خمر خواران را بود گند دهان
Gönüllerin duyduğu o gizli koku, mahşerde açığa çıkar, duyulur.1415
گند مخفی کان به دلها میرسید ** گشت اندر حشر محسوس و پدید
İnsanın varlığı bir ormana benzer. O deme agâhsan çekin bu varlıktan çekin!
بیشهای آمد وجود آدمی ** بر حذر شو زین وجود ار ز آن دمی
Vücudumuzda binlerce kurt, binlerce domuz. Temiz, pis, güzel, çirkin binlerce sıfat var.
در وجود ما هزاران گرگ و خوک ** صالح و ناصالح و خوب و خشوک
Herhangi huy galipse hüküm, onundur. Maden de altın bakırdan fazlaysa o maden altın sayılır.
حکم آن خور است کان غالبتر است ** چون که زر بیش از مس آید آن زر است
Vücudunda hangi huy galipse o huyun suretine göre haşredilmen gerekir.
سیرتی کان بر وجودت غالب است ** هم بر آن تصویر حشرت واجب است
İnsan da bir an olur, kurtluk zuhur eder, bir an olur, ay gibi Yusuf yüzlü bir güzel haline gelir.1420
ساعتی گرگی در آید در بشر ** ساعتی یوسف رخی همچون قمر
İyiliklerle kinler gizli bir yolda gönüllerden gönüllere gidip durmaktadır.
میرود از سینهها در سینهها ** از ره پنهان صلاح و کینهها
Hatta insandan, öküzle eşek bile bilgi sahibi olur, akıllanır, hüner elde eder.
بلکه خود از آدمی در گاو و خر ** میرود دانایی و علم و هنر
Serkeş at, rahvan bir hale gelir, alışır. Ayı oynar, keçi de selâm verir.
اسب سکسک میشود رهوار و رام ** خرس بازی میکند بر هم سلام
Köpeğe insanın huyu geçer, nihayet çoban olur, av, avlar yahut sürüyü korur.
رفت اندر سگ ز آدمیان هوس ** تا شبان شد یا شکاری یا حرس
Eshabı Kehf’in köpeğine onlardan öyle bir huy sirayet etti ki sonunda Allah’ı aramaya koyuldu.1425
در سگ اصحاب خوبی ز ان وفود ** رفت تا جویای الله گشته بود
Kalpte her an bir çeşit şey baş gösterir. İnsan bazen şeytanlaşır, bazen melekleşir. Bazen tuzak kesilir, bazen yırtıcı hayvan!
هر زمان در سینه نوعی سر کند ** گاه دیو و گه ملک گه دام و دد
Aslanların bildiği o acayip ormandan, gönüller tuzağına gizli bir yolu bulunan o meşelikten,
ز آن عجب بیشه که شیر آگه است ** تا به دام سینهها پنهان ره است
İçten içe hırsızlık et, can mercanını çal! Ey köpekten aşağı, ariflerin gönüllerinden o mercanı elde et.
دزدیی کن از درون مرجان جان ** ای کم از سگ از درون عارفان
Mademki hırsızlık ediyorsun, bari lâtif inciyi çal! Mademki hamallık ediyorsun, bari yüce bir yük yüklen!
چون که دزدی باری آن در لطیف ** چون که حامل میشوی باری شریف
Müritlerin, Zünnun’un deli olmayıp mahsustan öyle göründüğünü anlamaları
فهم کردن مریدان که ذو النون دیوانه نشده است قاصد کرده است
Dostlar Zünnun’un bu işinde düşünceye daldılar, zindana gittiler, bu hal hususunda konuşup fikirlerini söylemeye başladılar:1430
دوستان در قصهی ذو النون شدند ** سوی زندان و در آن رایی زدند
Dediler ki: “Bunu herhalde kasten yapıyor. Bunda bir hikmet var. O bu dinle bir kıbledir, bir delildir.
کاین مگر قاصد کند یا حکمتی است ** او در این دین قبلهای و آیتی است
Ona delilik hükmetsin, o çaldırsın. İmkân mı var? Böyle bir şey onun deniz gibi hudutsuz aklından ne kadar uzak!
دور دور از عقل چون دریای او ** تا جنون باشد سفه فرمای او
Haşa delilik bulutu, onun ayını örtsün. Böyle bir şey onun ulu makamının kemalinden değildir.
حاش لله از کمال جاه او ** کابر بیماری بپوشد ماه او
O halkın şerrinden bir bucağa sindi. Akıllılardan utandı da divane oldu.
او ز شر عامه اندر خانه شد ** او ز ننگ عاقلان دیوانه شد