İyilik edenler, ihtiyarlarıyla iyilik ederler, uyanık hareketleriyle kendilerini korurlar da o yüzden övülürler, takdir edilirler. Cihandaki bu medihler, bu takdirler, hep ihtiyar yüzünden meydana gelir.
در جهان این مدح و شاباش و زهی ** ز اختیارست و حفاظ آگهی
Külhaniler, zindanda oldukça Allah’tan çekinirler, zahit olurlar, Allah’ı anarlar!
جمله رندان چونک در زندان بوند ** متقی و زاهد و حقخوان شوند
Fakat kudret gitti mi amel kesada uğrar… Kendine gel de ecel, sermayeyi elden almasın!
چونک قدرت رفت کاسد شد عمل ** هین که تا سرمایه نستاند اجل
Kendine gel… Kudretin, kâr elde etmek için bir sermayedir. Kudret zamanını kaçırma, kıymetini bil!
قدرتت سرمایهی سودست هین ** وقت قدرت را نگه دار و ببین
İnsan, “Kerremna“ kır atına binmiş, ihtiyar dizginini de akıl eline vermiştir.3300
آدمی بر خنگ کرمنا سوار ** در کف درکش عنان اختیار
Musa, tekrar ona şefkatle öğüt vererek “İsteğin seni mahcup eder, yüzünü sarartır.
باز موسی داد پند او را بمهر ** که مرادت زرد خواهد کرد چهر
Gel, bu sevdadan vazgeç. Allah’tan kork. Şeytan, seni aldatmış, o sana ders vermiş!“ dedi.
ترک این سودا بگو وز حق بترس ** دیو دادستت برای مکر درس
Adam’ın, yalnız kümes hayvanlarıyla köpeğin dillerini anlamaya razı olması, Musa aleyhiselâm’ın da onun bu muradını yerine getirmesi
قانع شدن آن طالب به تعلیم زبان مرغ خانگی و سگ و اجابت موسی علیه السلام
Adam, “Bari hiç olmazsa kapı dibinde yatıp duran, ev bekçiliği eden köpekle kümes hayvanlarının dillerini öğret.” dedi.
گفت باری نطق سگ کو بر درست ** نطق مرغ خانگی کاهل پرست
Musa dedi ki: “Hadi, peki… Bu ikisinin dillerini anlayacaksın, yürü git! “
گفت موسی هین تو دانی رو رسید ** نطق این هر دو شود بر تو پدید
Adam, sabah çağı, bakalım sahiden dillerini öğrendim mi, anlayacak mıyım ki? Diye kapının eşiğinde beklemekteydi.3305
بامدادان از برای امتحان ** ایستاد او منتظر بر آستان
Hizmetçi kadın sofra örtüsü silkerken bir lokmacık bayat ekmek düştü.
خادمه سفره بیفشاند و فتاد ** پارهای نان بیات آثار زاد
Ekmek parçasını horoz, hemencicik kapıverdi. Köpek dedi ki: Sen, bize zulmettin.
در ربود آن را خروسی چون گرو ** گفت سگ کردی تو بر ما ظلم رو
Buğday tanesi de yiyebilirsin. Hâlbuki ben yiyemem ki… Yerimde, yurdumda bundan âcizim ben.
دانهی گندم توانی خورد و من ** عاجزم در دانه خوردن در وطن
Sen buğday da yiyebilirsin, arpa da, darı, mısır gibi başka şeyler de… Hâlbuki ben bunları yiyemem.
گندم و جو را و باقی حبوب ** میتوانی خورد و من نه ای طروب
Böyle olduğu halde bizim kısmetimiz olan şu bir parçacık ekmeği bile kapıyorsun!3310
این لب نانی که قسم ماست نان ** میربایی این قدر را از سگان
Horozun köpeğe cevabı
جواب خروس سگ را
Bu sözü duyan horoz, “Merak etme, Allah sana buna karşılık başka şeyler verir.
پس خروسش گفت تن زن غم مخور ** که خدا بدهد عوض زینت دگر
Bu ev sahibinin atı sakatlanacak, yarın sabah, adamakıllı doyacaksın, kederlenme.
اسپ این خواجه سقط خواهد شدن ** روز فردا سیر خور کم کن حزن
Atın ölümü, köpeklere bir bayram olacak… Çalışıp çabalamadan bir hayli rızık dökülüp kalacak“ dedi.
مر سگان را عید باشد مرگ اسپ ** روزی وافر بود بی جهد و کسپ
Adam, bu sözü duyunca derhal atı sattı. Horozun dediği çıkmadı, köpeğe karşı mahcup vaziyette kaldı.
اسپ را بفروخت چون بشنید مرد ** پیش سگ شد آن خروسش رویزرد
Ertesi günü yine horoz, ekmeği kapınca köpek ağzını açtı, dedi ki:3315
روز دیگر همچنان نان را ربود ** آن خروس و سگ برو لب بر گشود
“A düzenbaz horoz… Bu yalan niceye bir? Niceye bir bu zulümkârlık, bu yalancılık, bu kara yüreklilik?
کای خروس عشوهده چند این دروغ ** ظالمی و کاذبی و بی فروغ
Hani at sakatlanacak dediydin, nerde? Sen, düzenci körün birisin, sözünde hiçbir doğru yok!”