Ceylan dedi ki: Göbeğim, sözlerime tanıklık etmede. Öd ağacı ile ambere bile ehemmiyet vermemede.
گفت نافم خود گواهی میدهد ** منتی بر عود و عنبر مینهد
Fakat koku almayan, bunları nereden duyacak? Pisliğe tapan eşeğe o koku haramdır.
لیک آن را کی شنود صاحبمشام ** بر خر سرگینپرست آن شد حرام
Eşek, yolda eşek pisliğini koklar. Bu çeşit mahluklara miski nasıl sunabilirim?
خر کمیز خر ببوید بر طریق ** مشک چون عرضه کنم با این فریق
O şefaatçi peygamber, bu yüzden “İslam dünyada gariptir” remzini söylemiştir.925
بهر این گفت آن نبی مستجیب ** رمز الاسلام فیالدنیا غریب
Çünkü zati, meleklerle hem dem olmakla beraber akrabaları bile ondan kaçarlar.
زانک خویشانش هم از وی میرمند ** گرچه با ذاتش ملایک همدمند
Halk onun suretine bakar, onu kendilerine cins sanır ama ondaki kokuyu duymaz.
صورتش را جنس میبینند انام ** لیک از وی مینیابند آن مشام
Öküz suretindeki aslan gibi. Onu uzaktan görürsün ama içini deşmeye kalkışma.
همچو شیری در میان نقش گاو ** دور میبینش ولی او را مکاو
Deşersen ten öküzünü terk et. Çünkü o aslan huylu, öküzü paralar.
ور بکاوی ترک گاو تن بگو ** که بدرد گاو را آن شیرخو
Öküz tabiatı, seni başından eder, hayvanlık huyu, seni hayvanlıktan ayırır. 930
طبع گاوی از سرت بیرون کند ** خوی حیوانی ز حیوان بر کند
Öküz bile olsan onun yanında aslan kesilirsin. Fakat sen öküzlükten hoşlanıyorsan aslanlığı arama.
گاو باشی شیر گردی نزد او ** گر تو با گاوی خوشی شیری مجو
BASLIK YOK
تفسیر انی اری سبع بقرات سمان یاکلهن سبع عجاف آن گاوان لاغر را خدا به صفت شیران گرسنه آفریده بود تا آن هفت گاو فربه را به اشتها میخوردند اگر چه آن خیالات صور گاوان در آینهی خواب نمودند تو معنی بگیر
Mısır azizi gayb gözüne kapı açıldığında rüyada,
آن عزیز مصر میدیدی به خواب ** چونک چشم غیب را شد فتح باب
Yedi semiz ve besili öküzü yedi tane arık öküzün yediğini gördü.
هفت گاو فربه بس پروری ** خوردشان آن هفت گاو لاغری
O arık öküzler hakikatte aslanlardı. Böyle olmasa o öküzleri yiyemezlerdi.
در درون شیران بدند آن لاغران ** ورنه گاوان را نبودندی خوران
Şu halde iş eri de surette insan görünür ama hakikatte onda insanı yiyen bir aslan gizlidir. 935
پس بشر آمد به صورت مرد کار ** لیک در وی شیر پنهان مردخوار
Adamı güzelce yer, onu tek mücerret bir hale getirir. Derdi varsa tortusunu süzer, saf bir hale sokar.
مرد را خوش وا خورد فردش کند ** صاف گردد دردش ار دردش کند
O bir dert yüzünden bütün tortulardan kurtulur, ayağını süha yıldızının başına kor.
زان یکی درد او ز جمله دردها ** وا رهد پا بر نهد او بر سها
Niceye yolsuzluklarla dopdolu olan kuzgun gibi söylenip duracaksın? Ey Halil horozu neden kestin diyeceksin?
چند گویی همچو زاغ پر نحوس ** ای خلیل از بهر چه کشتی خروس
Halil der ki: Buyruğa uydum. İyi ama o buyruktaki hikmet neydi? Söyle de Tanrı’yı her bir kılımla tespih edeyim.
گفت فرمان حکمت فرمان بگو ** تا مسبح گردم آن را مو به مو
Halil aleyhisselam’ın, horozu kesmesi, müridin içinde bulunan helak edici ve kötü sıfatlardan hangi sıfatın giderilmesine işarettir?
بیان آنک کشتن خلیل علیهالسلام خروس را اشارت به قمع و قهر کدام صفت بود از صفات مذمومات مهلکان در باطن مرید
Horoz şehvete mensuptur, şehvetine pek tapar. O zehirli ve kötü şaraptan sarhoştur. 940
شهوتی است او و بس شهوتپرست ** زان شراب زهرناک ژاژ مست
Şehvet soy üretmek için olmasaydı Adem utancından kendisini hadım ederdi.
گرنه بهر نسل بود ای وصی ** آدم از ننگش بکردی خود خصی
Melun İblis, Tanrı’ya avlanabilmek için bana kuvvetli bir tuzak lazım dedi.
گفت ابلیس لعین دادار را ** دام زفتی خواهم این اشکار را
Tanrı, ona altın, gümüş ve at gösterdi, halkı bunlarla aldatabilirsin dedi.
زر و سیم و گلهی اسپش نمود ** که بدین تانی خلایق را ربود
İblis, zahiren bunu beğendi. Beğendi ama suratını ekşitti, sıkılmış turunç gibi dudaklarını sarkıttı.
گفت شاباش و ترش آویخت لنج ** شد ترنجیده ترش همچون ترنج
Tanrı, o geberesiceye güzel madenlerden altın ve mücevheratı armağan etti.945
پس زر و گوهر ز معدنهای خوش ** کرد آن پسمانده را حق پیشکش
A melun dedi, şu tuzağı da al. Şeytan dedi ki: Ey güzel yardımcı daha artır.
گیر این دام دگر را ای لعین ** گفت زین افزون ده ای نعمالمعین
Yağlı, ballı şeylerle ağır ve değerli şaraplar ve bir çok ipek elbiseler verdi.
چرب و شیرین و شرابات ثمین ** دادش و بس جامهی ابریشمین
Şeytan dedi ki: Yarabbi, imdat et, bundan fazla isterim. Ver de onları iplerimle adamakıllı bağlıyayım.
گفت یا رب بیش ازین خواهم مدد ** تا ببندمشان به حبل من مسد
Bu suretle erkek ve yürekli sarhoşların, erkekçesine o bağları koparsınlar.
تا که مستانت که نر و پر دلند ** مردوار آن بندها را بسکلند
Bu hava ve heves tuzaklarıyla ipler, senin erini adam olmayanlardan ayırt etsin.950
تا بدین دام و رسنهای هوا ** مرد تو گردد ز نامردان جدا
Ey ululuk tahtının sultanı, başka bir tuzak istiyorum, öyle bir tuzak ki insanı baş aşağı atacak kadar şiddetli ve aldatıcı olsun.
دام دیگر خواهم ای سلطان تخت ** دام مردانداز و حیلتساز سخت
Tanrı, şarap ve çalgıyı getirip önüne koydu. Şeytan bunları görünce hafifçe güldü neşelendi.
خمر و چنگ آورد پیش او نهاد ** نیمخنده زد بدان شد نیمشاد
Ezeli azgınlığa haber gönderip fitne denizinin dibinden toz kopar dedi.
سوی اضلال ازل پیغام کرد ** که بر آر از قعر بحر فتنه گرد
Musa’da senin kullarından bir kul değil miydi? Deniz dibinde tozdan perdeler salmadı mı?
نی یکی از بندگانت موسی است ** پردهها در بحر او از گرد بست
Su her taraftan çekildi ve deniz dibinden bir toz koptu. 955
آب از هر سو عنان را واکشید ** از تگ دریا غباری برجهید
Tanrı erkeklerin aklını, sabrını alan kadın güzelliğini ona gösterince;
چونک خوبی زنان فا او نمود ** که ز عقل و صبر مردان میفزود
Parmacıklarını şıkırdatarak oynamaya başladı. Ver, ver şimdicik muradıma kavuştum dedi.
پس زد انگشتک به رقص اندر فتاد ** که بده زوتر رسیدم در مراد
Aklı fikri kararsız hale getiren o mahmur gözleri görünce,
چون بدید آن چشمهای پرخمار ** که کند عقل و خرد را بیقرار
Şu gönlü çöre otu gibi yakıp kavuran dilberlerin yüzlerini seyredince neşelendi.
وآن صفای عارض آن دلبران ** که بسوزد چون سپند این دل بر آن
Yüz. ben, kaş. Akik gibi dudaklar. Sanki ince bir perdeden Tanrı parlamış.960
رو و خال و ابرو و لب چون عقیق ** گوییا حق تافت از پردهی رقیق