-
ای ملامت گر سلامت مر ترا ** ای سلامت جو تویی واهی العری 1375
- Ey beni kınayan, sen sağ esen ol. Ey selâmet arayan, sen beni bırak!
-
جان من کوره ست با آتش خوش است ** کوره را این بس که خانهی آتش است
- Benim canım ocaktır, ateşten hoşlanır, ocağa ateş yurdu olmak yeter.
-
همچو کوره عشق را سوزیدنی است ** هر که او زین کور باشد کوره نیست
- Bana ocak gibi aşka yanmak düştü. Bundan kör olansa zaten ocak değildir.
-
برگ بیبرگی ترا چون برگ شد ** جان باقی یافتی و مرگ شد
- Azıksızlık azığı sana azık olursa baki olan canı buldun, ölümden kurtuldun demektir.
-
چون ترا غم شادی افزودن گرفت ** روضهی جانت گل و سوسن گرفت
- Gamdan neşe artmaya başladı mı can bahçen güllerle, süsenlerle dolar.
-
آن چه خوف دیگران آن امن تست ** بط قوی از بحر و مرغ خانه سست 1380
- Başkasının korktuğu şeyler, sana emniyet verir. Su kuşu, denizden kuvvet bulur, ev kuşuysa perişan olur.
-
باز دیوانه شدم من ای طبیب ** باز سودایی شدم من ای حبیب
- Ey tabip, ben; yine divane oldum. Sevgili, ben yine kara sevdalara uğradım.
-
حلقههای سلسلهی تو ذو فنون ** هر یکی حلقه دهد دیگر جنون
- Zincirinin halkalarından her halkanın başka, başka fenleri var. Her halka, başka bir delilik vermede.
-
داد هر حلقه فنونی دیگر است ** پس مرا هر دم جنونی دیگر است
- Her halkanın eseri, başka, başka fenler. Onun için her an başka deliliklerim var.
-
پس فنون باشد جنون این شد مثل ** خاصه در زنجیر این میر اجل
- Darbı meseldir, delilikler; fen, fen, çeşit çeşittir. Hele böyle ulu bir beyin zincirine bağlanmış kişide olursa!