-
چون ترا غم شادی افزودن گرفت ** روضهی جانت گل و سوسن گرفت
- Gamdan neşe artmaya başladı mı can bahçen güllerle, süsenlerle dolar.
-
آن چه خوف دیگران آن امن تست ** بط قوی از بحر و مرغ خانه سست 1380
- Başkasının korktuğu şeyler, sana emniyet verir. Su kuşu, denizden kuvvet bulur, ev kuşuysa perişan olur.
-
باز دیوانه شدم من ای طبیب ** باز سودایی شدم من ای حبیب
- Ey tabip, ben; yine divane oldum. Sevgili, ben yine kara sevdalara uğradım.
-
حلقههای سلسلهی تو ذو فنون ** هر یکی حلقه دهد دیگر جنون
- Zincirinin halkalarından her halkanın başka, başka fenleri var. Her halka, başka bir delilik vermede.
-
داد هر حلقه فنونی دیگر است ** پس مرا هر دم جنونی دیگر است
- Her halkanın eseri, başka, başka fenler. Onun için her an başka deliliklerim var.
-
پس فنون باشد جنون این شد مثل ** خاصه در زنجیر این میر اجل
- Darbı meseldir, delilikler; fen, fen, çeşit çeşittir. Hele böyle ulu bir beyin zincirine bağlanmış kişide olursa!
-
آن چنان دیوانگی بگسست بند ** که همه دیوانگان پندم دهند 1385
- Bağımı, öyle bir divanelik kopardı ki bütün divaneler bana nasihat verirler!
-
آمدن دوستان به بیمارستان جهت پرسش ذو النون مصری
- Zünnun’un hatırını sormak üzere dostlarının tımarhaneye gelmeleri
-
این چنین ذو النون مصری را فتاد ** کاندر او شور و جنونی نو بزاد
- Bu çeşit delilik, Zünnun’u, Mısri’nin de başına geldi. Onda yeni, yeni coşkunluklar, cezbeler meydana gelmekteydi.
-
شور چندان شد که تا فوق فلک ** میرسید از وی جگرها را نمک
- Coşkunluğu âdeta göğün üstüne erişecek bir dereceyi buluyor, ciğerler acısı bir hale geliyordu.
-
هین منه تو شور خود ای شوره خاک ** پهلوی شور خداوندان پاک
- Kendine gel ey çorak toprak, kendi coşkunluğunu bu işe sahip olan temiz kişilerin coşkunluğu ile bir tutma!