-
چاپلوس و لفظ شیرین و فریب ** میستانی مینهی چون زر به جیب
- Halkın seni övmesini, sana yaltaklanmasını, halkın tatlı ve kandırıcı sözlerini alıyor, altın gibi cebine indiriyorsun!
-
مر ترا دشنام و سیلی شهان ** بهتر آید از ثنای گمرهان 2585
- Sana Padişahların sövmesi, vurması, sapıkların övmesinden daha iyidir.
-
صفع شاهان خور مخور شهد خسان ** تا کسی گردی ز اقبال کسان
- Padişahların tokadını ye de aşağılık kişilerin balını yeme, bu suretle er olanların ikbali yüzünden sen de bir er ol.
-
ز آنک از ایشان خلعت و دولت رسد ** در پناه روح جان گردد جسد
- Çünkü onlardan hil’at gelir, devlet gelir. Onlar, ruhun penahında cesedi, can haline getirirler.
-
هر کجا بینی برهنه و بینوا ** دان که او بگریخته ست از اوستا
- Nerede bir çıplak, bir yoksul görürsen bil ki bir kâmilden kaçmıştır.
-
تا چنان گردد که میخواهد دلش ** آن دل کور بد بیحاصلش
- Gönlünün dilediğini yapmak, o kör, o kötü ve sermayesiz gönlün istediğini yerine getirmek için bir üstattan firar etmiştir.
-
گر چنان گشتی که استا خواستی ** خویش را و خویش را آراستی 2590
- Eğer ustanın dilediğine uysaydı kendisini de bezerdi, akrabasını da.
-
هر که از استا گریزد در جهان ** او ز دولت میگریزد این بدان
- Dünyada kim ustadan kaçarsa, devletten kaçar; bunu böyle bil.
-
پیشهای آموختی در کسب تن ** چنگ اندر پیشهی دینی بزن
- Ten kazancında bir sanat öğrendin, din sanatına da bir el ur!
-
در جهان پوشیده گشتی و غنی ** چون برون آیی از اینجا چون کنی
- Dünyada elbisen var, zenginleştin; fakat bu âlemden gidince nasıl edeceksin?