-
کاین حقیقت قابل تاویلهاست ** وین توهم مایهی تخییلهاست
- Çünkü bu hakikat dediğin türlü, türlü tevil edilebilir. Bu vehimlenme de hayaller doğurur durur.
-
آن حقیقت را که باشد از عیان ** هیچ تاویلی نگنجد در میان
- Hâlbuki âyan âlemine mensup olan hakikatse hiçbir suretle tevil edemez.
-
چون که هر حس بندهی حس تو شد ** مر فلکها را نباشد از تو بد
- Her duygu, senin duyguna kul olunca gayri felekler bile senden ayrılamaz.
-
چون که دعویی رود در ملک پوست ** مغز آن کی بود قشر آن اوست 3250
- Bir derinin sahibi kimdir diye dâva çıksa, deri kiminse içi de onundur.
-
چون تنازع در فتد در تنگ کاه ** دانه آن کیست آن را کن نگاه
- Bir saman denginin kime ait olduğunda nizaa düşülse buğday kimin? Sen ona bak! (çünkü saman da buğday sahibinindir.)
-
پس فلک قشر است و نور روح مغز ** این پدید است آن خفی زین رو ملغز
- Felek kabuktur, ruhun nuru iç. Bu görünürde o görünmez. Ayağın kaymasın, sallanma, kendine gel!
-
جسم ظاهر روح مخفی آمده ست ** جسم همچون آستین جان همچو دست
- Cisim zahiridir, ruhsa gizli. Cisim yen gibidir, ruh el gibi.
-
باز عقل از روح مخفیتر بود ** حس سوی روح زوتر ره برد
- Akılsa ruhtan daha gizlidir. Duygu, ruhu çabucak anmalı.
-
جنبشی بینی بدانی زنده است ** این ندانی که ز عقل آگنده است 3255
- Meselâ bir hareket gördün mü anlarsın ki o hareket eden diridir. Fakat akıllı mı acaba? Bunu bilemezsin.
-
تا که جنبشهای موزون سر کند ** جنبش مس را به دانش زر کند
- Mevzun hareketlere başlar, bakırın kimya ile altın oluşu gibi o da hareketlerini bilgisiyle tanzim ederse,