English    Türkçe    فارسی   

3
1444-1453

  • این طلب همچون خروسی در صیاح ** می‌زند نعره که می‌آید صباح
  • Bu istek, horoz gibi “Sabah geliyor” diye nara atarak müjdeler verir.
  • گرچه آلت نیستت تو می‌طلب ** نیست آلت حاجت اندر راه رب 1445
  • Âletin yoksa bile iste ara… Allah yolunda âlete ihtiyaç yoktur.
  • هر که را بینی طلب‌کار ای پسر ** یار او شو پیش او انداز سر
  • Oğul, kimi arayıcı görürsen ona dost ol, önünde baş indir.
  • کز جوار طالبان طالب شوی ** وز ظلال غالبان غالب شوی
  • De isteklilerin civarında sen de istekli ol… Galiplerin sayesinde sen de galebe et!
  • گر یکی موری سلیمانی بجست ** منگر اندر جستن او سست سست
  • Karınca Süleymanlık dilerse onun bu dileğini hor görme, himmetine bak!
  • هرچه داری تو ز مال و پیشه‌ای ** نه طلب بود اول و اندیشه‌ای
  • Elinde mala, sanat ve hünere dair ne varsa önce onu istemez, düşünmez miydin, ona bu sayede nail olmadın mı?
  • حکایت آن شخص کی در عهد داود شب و روز دعا می‌کرد کی مرا روزی حلال ده بی رنج
  • Davut aleyhisselâm zamanında bir adamın gece gündüz “Yarabbi, bana eziyetsiz ve helâl rızık ver” diye dua etmesi
  • آن یکی در عهد داوود نبی ** نزد هر دانا و پیش هر غبی 1450
  • Birisi, Davut Peygamber zamanında her akıllı ve ahmak adamın yanında,
  • این دعا می‌کرد دایم کای خدا ** ثروتی بی رنج روزی کن مرا
  • Daima şöyle dua edip dururdu. “Yarabbi, bana zahmetsiz, eziyetsiz bir rızık bir servet ver.
  • چون مرا تو آفریدی کاهلی ** زخم‌خواری سست‌جنبی منبلی
  • Beni tembel, hor, hakir, ağır ve miskin yaratan sensin.
  • بر خران پشت‌ریش بی‌مراد ** بار اسپان و استران نتوان نهاد
  • Zayıf ve sırtı yaralı eşeklere, atlarla katırlara yüklenen yük yüklenemez ki.