English    Türkçe    فارسی   

3
3767-3776

  • چونک مریم مضطرب شد یک زمان ** همچنانک بر زمین آن ماهیان
  • Meryem bir müddet, karaya vurmuş balıklar gibi çırpındı.
  • گفتن روح القدس مریم راکی من رسول حقم به تو آشفته مشو و پنهان مشو از من کی فرمان اینست
  • Ruhulkudüs’ün Meryem’e “Ben Allah elçisiyim, benden korkma, gizlenme… Allah’ın emri bu” demesi
  • بانگ بر وی زد نمودار کرم ** که امین حضرتم از من مرم
  • O Allah rahmetini gösteren melek, Meryem’e bağırdı: “Ben, Allah tapısının eminiyim, benden ürkme.
  • از سرافرازان عزت سرمکش ** از چنین خوش محرمان خود درمکش
  • Allah’ın yücelttiği kimselerden baş çekme. Bu çeşit güzel mahremlerden çekinme!”
  • این همی گفت و ذباله‌ی نور پاک ** از لبش می‌شد پیاپی بر سماک 3770
  • Hem bu sözleri söylüyordu, hem de dudaklarından pak nurlar çıkıyor, birbirine ulanıp göğe ağrıyordu.
  • از وجودم می‌گریزی در عدم ** در عدم من شاهم و صاحب علم
  • Melek diyordu ki: “Sen, benim varlığımdan yokluğa kaçıyorsun ama ben yokluktan bir padişahım, bir bayrak sahibiyim.
  • خود بنه و بنگاه من در نیستیست ** یکسواره نقش من پیش ستیست
  • Zaten yurdum orası, ağırlığım da orada… Sana görünen bir suretimden ibaret.
  • مریما بنگر که نقش مشکلم ** هم هلالم هم خیال اندر دلم
  • Ey Meryem, bir bak hele… Ben, anlaşılması müşkül bir nakşım, hem hilâlim, hem gönüllerde ki hayal!
  • چون خیالی در دلت آمد نشست ** هر کجا که می‌گریزی با توست
  • Gönlüne bir hayal geldi de yerleşti mi nereye kaçsan o seninledir.
  • جز خیالی عارضی باطلی ** کو بود چون صبح کاذب آفلی 3775
  • Ancak gelip geçici bir aslı olmayan hayal müstesna… O çeşit hayal yalancı sabah gibi gözden kayboluverir.
  • من چو صبح صادقم از نور رب ** که نگردد گرد روزم هیچ شب
  • Bensen Allah nurundan doğmuş düpedüz sabahım… Gündüzümün etrafında gece, hiç dönüp dolaşamaz.