English    Türkçe    فارسی   

4
2064-2073

  • هم‌چنین پیوسته کرد آن بی‌ادب ** پیش پیغامبر سخن زان سرد لب
  • O edepsiz, Peygamberin huzurunda o soğuk dudaklarından sözler çıkarmada, böylece söylenip durmadaydı.
  • دست می‌دادش سخن او بی‌خبر ** که خبر هرزه بود پیش نظر 2065
  • O bihaber, söz fırsatını bulmuştu, boyuna söylenip duruyordu... Zaten haber de görüşe göre saçma sapan bir şeydir!
  • این خبرها از نظر خود نایبست ** بهر حاضر نیست بهر غایبست
  • Bu haberler, hep görüş yerine geçer, görüş olmayınca habere ehemmiyet verilir... Göz önünde olandan haber verilmez; göz önünde olmayandan haber verilir!
  • هر که او اندر نظر موصول شد ** این خبرها پیش او معزول شد
  • Birisi görüş makamına vardı mı artık bu haberlerin onca hiçbir değeri yoktur.
  • چونک با معشوق گشتی همنشین ** دفع کن دلالگان را بعد ازین
  • Sevgiliye ulaştın, onunla düşüp kalkmaya başladın mı kılavuzları affet artık!
  • هر که از طفلی گذشت و مرد شد ** نامه و دلاله بر وی سرد شد
  • Çocukluktan geçip adam olan kişiye mektup da soğuk gelir, kılavuzluk eden kadın da!
  • نامه خواند از پی تعلیم را ** حرف گوید از پی تفهیم را 2070
  • Mektubu okusa bile bilmeyenlere öğretmek için okur... Söz söylerse bile anlatmak için söyler!
  • پیش بینایان خبر گفتن خطاست ** کان دلیل غفلت و نقصان ماست
  • Gözlüler önünde haberden bahsetmek hatadır... Çünkü bu bahis bizim gafil olduğumuza noksanlığımıza delâlet eder.
  • پیش بینا شد خموشی نفع تو ** بهر این آمد خطاب انصتوا
  • Gözlünün önünde susmak, sana fayda verir. “Kuran okunurken susun, dinleyin” emri, bu yüzden gelmiştir.
  • گر بفرماید بگو بر گوی خوش ** لیک اندک گو دراز اندر مکش
  • Can gözü açık olan kâmil, sana söyle derse güzelce, edeplice söyle, sözü uzatma!