-
آنچنان که از عکس دوزخ گشتهام ** آتش و در قهر حق آغشتهام
- Nitekim cehennemin aksiyle de ateş kesilmişim. Hak kahrıyla karışmışım!
-
گه ز عکس مار دوزخ همچو مار ** گشتهام بر اهل جنت زهربار
- Cehennem yılanının aksiyle yılana dönmüşüm. Cennet ehline zehirler yağdırmada, onları dalayıp-durmadayım!
-
گه ز عکس جوشش آب حمیم ** آب ظلمم کرده خلقان را رمیم 2525
- Gâh cehennemdeki kaynar suyun kaynamasının, köpürmesinin tesiriyle zulüm suyum, halkı çürütür, eritir!
-
من ز عکس زمهریرم زمهریر ** یا ز عکس آن سعیرم چون سعیر
- Ben zemherinin aksiyle zemheri olmuşum. Yahut da cehennemin aksiyle cehenneme benzemişim!
-
دوزخ درویش و مظلومم کنون ** وای آنک یابمش ناگه زبون
- Şimdi yoksul ve mazlumlara cehennemim. Vay onu zebun bulursam!
-
شرح کردن موسی علیهالسلام آن چهار فضیلت را جهت پای مزد ایمان فرعون
- Musa aleyhisselâm'ın, Firavun'un imanına karşılık olan o dört fazileti anlatması
-
گفت موسی که اولین آن چهار ** صحتی باشد تنت را پایدار
- Musa dedi ki: O dördün birincisi, bedenin ebedi olarak sıhhatte kalır.
-
این عللهایی که در طب گفتهاند ** دور باشد از تنت ای ارجمند
- Tıp bilgisinde söylenen illetler, ey akıllı er, bedeninden uzaklaşır.
-
ثانیا باشد ترا عمر دراز ** که اجل دارد ز عمرت احتراز 2530
- İkincisi, ömrün uzun olur. Ecel, ömründen çekinir!
-
وین نباشد بعد عمر مستوی ** که بناکام از جهان بیرون روی
- İyi bir ömür sürdükten sonra âlemden, muradına erişmeden gitmezsin.
-
بلک خواهان اجل چون طفل شیر ** نه ز رنجی که ترا دارد اسیر
- Hatta süt emer çocuğun süt istemesi gibi eceli istersin. Fakat seni esir eden bir zahmet, bir dert yüzünden değil.