جان بیکیفی شده محبوس کیف ** آفتابی حبس عقده اینت حیف
Sen keyfiyeti bilinmez bir cansın keyfiyet âlemine hapsedilmişsin. Sen bir güneşsin, bir ukdeye tutulmuşsun: işte bu, sana yakışmaz, yazık!
باز جواب گفتن آن امیر ایشان را
Beyin tekrar onlara cevap vermesi
گفت نه نه من حریف آن میم ** من به ذوق این خوشی قانع نیم
Bey dedi ki: Hayır hayır.. Ben, o şarabın adamıyım. Ben, bu hoşluktan alınan zevke kanaat edemem.
من چنان خواهم که همچون یاسمین ** کژ همیگردم چنان گاهی چنین
Ben yasemin gibi olmayı, gah şöyle, gah böyle eğilip bükülmeyi isterim.
وارهیده از همه خوف و امید ** کژ همیگردم بهر سو همچو بید 3585
3585Bütün korkulardan, bütün ümitlerden kurtulup söğüt gibi her yana eğilmeliyim.
همچو شاخ بید گردان چپ و راست ** که ز بادش گونه گونه رقصهاست
Söğüt dalı gibi sağa sola dönmeli, onun gibi rüzgârda çeşit çeşit oynamalıyım.
آنک خو کردست با شادی می ** این خوشی را کی پسندد خواجه کی
Şarabın verdiği neşeye alışan, nerden bu neşeyi beğenecek hey hocam!
انبیا زان زین خوشی بیرون شدند ** که سرشته در خوشی حق بدند
Peygamberler, Tanrı neşesine dalmışlardı, onunla yoğrulmuşlardı da onun için bu neşeden vazgeçtiler.
زانک جانشان آن خوشی را دیده بود ** این خوشیها پیششان بازی نمود
Onların canları, o neşeyi gördüğünden onlara bu neşeler, oyuncak görünmüştü.
با بت زنده کسی چون گشت یار ** مرده را چون در کشد اندر کنار 3590
Diri olan bir güzelliğe dostluk eden, artık ölüyü nasıl kucaklar?
تفسیر این آیت که و ان الدار الاخرة لهی الحیوان لوکانوا یعلمون کی در و دیوار و عرصهی آن عالم و آب و کوزه و میوه و درخت همه زندهاند و سخنگوی و سخنشنو و جهت آن فرمود مصطفی علیه السلام کی الدنیا جیفه و طلابها کلاب و اگر آخرت را حیات نبودی آخرت هم جیفه بودی جیفه را برای مردگیش جیفه گویند نه برای بوی زشت و فرخجی
"Bilseniz ahiret, ebedî hayat yurdudur" âyetinin tefsiri. Yani o âlemin kapısı, duvarı, suyu, testisi, meyvası, ağacı hep diridir. Söz söyler ve söz duyar. Onun için Mustafa aleyhisselâm "Dünya bir leştir, onu istiyenler de köpeklerdir" buyurdu. Ahirette dirilik olmasaydı o da leş olurdu. Leşe, ölü olduğundan leş derler, pis kokusundan ve mundarlığından değil.
آن جهان چون ذره ذره زندهاند ** نکتهدانند و سخن گویندهاند
O âlem, zerre zerre diridir. Her zerresi nükteden anlar, söz söyler.