-
لاجرم کافر خورد در هفت بطن ** دین و دل باریک و لاغر زفت بطن
- Hasılı kafir yedi karınla yemek yer, dini ve gönlü arıktır ama karnı büyük!
-
در سبب ورود این حدیث مصطفی صلوات الله علیه که الکافر یاکل فی سبعة امعاء و المومن یاکل فی معا واحد
- İNANANIN KAFİRDEN FARKI
-
کافران مهمان پیغامبر شدند ** وقت شام ایشان به مسجد آمدند
- Allah Rahmet etsin, Mustafa’nın şu “Kafir yedi barsakla yemek yer, inanan bir barsakla” hadisini söylemesindeki sebep
-
که آمدیم ای شاه ما اینجا قنق ** ای تو مهماندار سکان افق 65
- Kafirler, Peygambere konuk oldular. Akşam vakti mescide geldiler.
-
بینواییم و رسیده ما ز دور ** هین بیفشان بر سر ما فضل و نور
- Ey bütün dünyadakileri yurdunda konaklayan, ey padişah, biz sana konuk geldik.
-
گفت ای یاران من قسمت کنید ** که شما پر از من و خوی منید
- Azığımız yok uzaktan gelmişiz. Hemencecik başımıza rahmet ve nur saç dediler.
-
پر بود اجسام هر لشکر ز شاه ** زان زنندی تیغ بر اعدای جاه
- Peygamber, sahabeye, dostlarım, dedi. Bunları paylaşın. Çünkü siz benimle benim huyumla dolusunuz.
-
تو بخشم شه زنی آن تیغ را ** ورنه بر اخوان چه خشم آید ترا
- Her askerin bedeni padişahla doludur. Padişahın mevki ve rütbesine düşman olanlara bu yüzden kılıç vururlar.
-
بر برادر بیگناهی میزنی ** عکس خشم شاه گرز دهمنی 70
- Sen padişahın kızgınlığı ile kılıç sallarsın, yoksa kardeşlere niye kızasın ki?
-
شه یکی جانست و لشکر پر ازو ** روح چون آبست واین اجسام جو
- Bir kardeşe, padişahın kızgınlığının aksiyle suçsuz olarak on batmanlık gürzü vuruyorsun.
-
آب روح شاه اگر شیرین بود ** جمله جوها پر ز آب خوش شود
- Padişah bir candır ama ordu onunla doludur. Ruh su gibidir, bu bedenler ırmağa benzerler.