-
گفت قاضی من قضادار حیم ** حاکم اصحاب گورستان کیم
- Kadı dedi ki: Ben dirilere hükmederim, mezarlıkta yatan ölülere değil.
-
این به صورت گر نه در گورست پست ** گورها در دودمانش آمدست 1545
- Bu, görünüşte mezarda alçalmış, ölü değil ama mezarlar onun varlığında gizli.
-
بس بدیدی مرده اندر گور تو ** گور را در مرده بین ای کور تو
- Mezarda ölüyü çok gördün, bir de ölüde mezarı gör ey kör adam.
-
گر ز گوری خشت بر تو اوفتاد ** عاقلان از گور کی خواهند داد
- Bir mezardan üstüne bir kerpiç düşse ne yaparsın, akıllılar kalkarlar, mezardan dâvacı olurlar mı?
-
گرد خشم و کینهی مرده مگرد ** هین مکن با نقش گرمابه نبرد
- Ölüye kızıp da kinlenmeye, öç almaya kalkışma. Hamam duvarındaki resimle kavgaya girişme.
-
شکر کن که زندهای بر تو نزد ** کانک زنده رد کند حق کرد رد
- Şükret ki sana bir diri vurmadı. Çünkü dirinin reddettiğini Allah da reddeder.
-
خشم احیا خشم حق و زخم اوست ** که به حق زندهست آن پاکیزهپوست 1550
- Dirilerin kızgınlığı, Allah kızgınlığıdır, Allah zahmıdır. Çünkü o dışı temiz kişi, Allahyla diridir.
-
حق بکشت او را و در پاچهش دمید ** زود قصابانه پوست از وی کشید
- Allah onu öldürmüş, ayağından üflemiş, çabucak kasap gibi derisini yüzmüştür.
-
نفخ در وی باقی آمد تا مب ** نفخ حق نبود چو نفخهی آن قصاب
- Allah’nın üfürmesi, ona ebedî olarak kalır. Allahnın üfürmesi kasabın üfürmesine benzemez.
-
فرق بسیارست بین النفختین ** این همه زینست و آن سر جمله شین
- Fakat Allah üfürmesiyle kasap üfürmesi arasında çok fark vardır. Bu, baştan aşağıya kadar lûtuftur, kemaldir, öbürü tamamıyla ayıp ve ar.