-
معده نان را میکشد تا مستقر ** میکشد مر آب را تف جگر
- Mide, ta dibine kadar ekmeği çekmededir, ciğerdeki hararet, suyu.
-
چشم جذاب بتان زین کویها ** مغز جویان از گلستان بویها
- Güzellerin çekici gözleri de buralarda döner, dolaşır, gül bahçelerindeki kokuları arar durur.
-
زانک حس چشم آمد رنگ کش ** مغز و بینی میکشد بوهای خوش
- Çünkü gözün duygusu, rengi çeker; beyin ve burun, güzel kokuları.
-
زین کششها ای خدای رازدان ** تو به جذب لطف خودمان ده امان
- Bu çekilişleri de sırları bilen Tanrı’dan bil. Sen, kendi çekişinle bizi buralardan kurtar Yarabbi!
-
غالبی بر جاذبان ای مشتری ** شاید ار درماندگان را وا خری 2905
- Ey müşterimiz olan Tanrı, sen bu çekicilerden üstünsün. Âcizleri satın alırsan değer, yaraşır.
-
رو به شه آورد چون تشنه به ابر ** آنک بود اندر شب قدر آن بدر
- Kadir gecesi, o dolunayı tanıyan, susuz kişinin buluta yüz çevirmesi gibi yüzünü padişaha döndürdü.
-
چون لسان وجان او بود آن او ** آن او با او بود گستاخگو
- Dili de onundu zaten, canı da. Onun olan, ona küstahça söz söylese ne çıkar?
-
گفت ما گشتیم چون جان بند طین ** آفتاب جان توی در یوم دین
- Dedi ki: Biz can gibi balçığa kakılıp kaldık. Kıyamet gününde can güneşi sensin.
-
وقت آن شد ای شه مکتومسیر ** کز کرم ریشی بجنبانی به خیر
- Ey gizlice yürüyen padişah, vakti geldi... Kerem et, hayırlısı ile bir sakalını oynat.
-
هر یکی خاصیت خود را نمود ** آن هنرها جمله بدبختی فزود 2910
- Her birimiz hünerimizi gösterdik, fakat o hünerler, ancak bahtsızlığımızı arttırdı.