گر بگوید فقه فقر آید همه ** بوی فقر آید از آن خوش دمدمه
Fıkıhtan bahsetse ağzından hep yokluğa ait sözler çıkar; o sözlerden yokluk kokusu gelir.
ور بگوید کفر دارد بوی دین ** ور به شک گوید شکش گردد یقین
Küfre ait bahis açsa o bahsinde din kokusu vardır. Şüpheye dair söz söylese sözleri, yakîni anlatmış olur.
کف کژ کز بحر صدقی خاسته است ** اصل صاف آن فرع را آراسته است
Eğri söylese doğru görünür. O ne güzel eğridir ki doğruyu süsler.
آن کفش را صافی و محقوق دان ** همچو دشنام لب معشوق دان
Doğruluk denizinden zuhur eden o eğri köpük, feridir. Sâf asıl, o fer’i de sâflıkla bezemiştir.
گشته آن دشنام نامطلوب او ** خوش ز بهر عارض محبوب او2885
O köpüğü sâf ve makbul bil. Sevgilinin dudağından çıkan azarlayış say.
گر بگوید کژ نماید راستی ** ای کژی که راست را آراستی
Âşığın, pek de istemediği o azar, sevgilinin yüzünün hatırı için hoş görülür.
از شکر گر شکل نانی میپزی ** طعم قند آید نه نان چون میمزی
Şekeri, ekmek şekline sokar, pişirirsen tadınca yine onda şeker lezzeti vardır, ekmek lezzeti bulunmaz.
ور بیابد مومنی زرین وثن ** کی هلد آن را برای هر شمن
Bir mümin, altından yapılmış bir put bulsa hiç onu Şamanlara bırakır mı?
بلکه گیرد اندر آتش افکند ** صورت عاریتش را بشکند
Bırakmadıktan başka alır, ateşe atar. Onun ariyet şeklini bu suretle eritip bozar.
تا نماند بر ذهب شکل وثن ** ز آن که صورت مانع است و راه زن2890
Altında put şekli kalmaz. Çünkü suret, ibadete mânidir, yol vurucudur.
ذات زرش ذات ربانیت است ** نقش بت بر نقد زر عاریت است
O putun hakikati, yani altın; Tanrı’nın bir ihsanıdır. Sonradan put şekline sokulmuştur. Altın, Tanrı ihsanı olup altınlık nasıl bu ihsan için âriyet bir suretse put şekli de altın için ârızi bir surettir.
بهر کیکی تو گلیمی را مسوز ** وز صداع هر مگس مگذار روز
Bir pire için yepyeni kilimi yakma. Sineğin verdiği baş ağrısı yüzünden gününü zayi etme.
بت پرستی چون بمانی در صور ** صورتش بگذار و در معنی نگر
Surette kalırsan putperestsin. Her şeyin suretini bırak, mânaya bak.
مرد حجی همره حاجی طلب ** خواه هندو خواه ترک و یا عرب
Hacca gidersen hac yoldaşı ara. Ama ha Hintli olmuş, ha Türk, ha Arap.
منگر اندر نقش و اندر رنگ او ** بنگر اندر عزم و در آهنگ او2895
Onun şekline rengine bakma; azmine ve maksadına bak.
گر سیاه است او هم آهنگ تو است ** تو سپیدش خوان که هم رنگ تو است
Rengi kara bile olsa değil mi ki seninle aynı maksadı güdüyor, aynı senin rengindedir, sen ona beyaz de.
این حکایت گفته شد زیر و زبر ** همچو فکر عاشقان بیپا و سر
Bu hikâye parça buçuk söylendi (araya sözler karıştı, başka hikâyeler girdi.) Âşıkların işi gibi başsız, ayaksız nakledildi.
سر ندارد چون ز ازل بوده ست پیش ** پا ندارد با ابد بوده ست خویش
Fakat hakikatte başı yoktur, ezel gibi evveline evvel bulunmaz. Sonu da yok. Ebedle eş!
بلکه چون آب است هر قطره از آن ** هم سر است و پا و هم بیهردوان
Hattâ su gibidir; her katrası hem baştır, hem ayak… Hem de başsız, ayaksız koşup gider.
حاش لله این حکایت نیست هین ** نقد حال ما و تست این خوش ببین2900
Haşa, bu hikâye değil, kendine gel! Bizim ve senin bugünkü halimizdir, dikkat et!
ز آن که صوفی با کر و با فر بود ** هر چه آن ماضی است لا یذکر بود
Kuvvet ve kudret sahibi olan sofilerin yanında geçmiş anılmaz.
هم عرب ما هم سبو ما هم ملک ** جمله ما يؤفک عنه من أفک
Arap da biziz, testi de biziz, padişah da biziz, hepsi biziz. Ezelde mahrum olanlar, bunu anlamaktan mahrum kaldılar.
عقل را شو دان و زن را نفس و طمع ** این دو ظلمانی و منکر عقل شمع
Aklı erkek bil. Kadın da bu nefis ve tabiattır. Bu ikisi zulmete mensup ve münkirdirler; akıl ise ışıktır
بشنو اکنون اصل انکار از چه خاست ** ز آن که کل را گونه گونه جزوهاست
Şimdi dinle, asıl inkâr neden meydana geldi, Şundan: küllün çeşit çeşit cüzileri vardır.
جزو کل نی جزوها نسبت به کل ** نی چو بوی گل که باشد جزو گل2905
Bu küllün cüz’ü, cüzülerin külle nispeti gibi değildir (terkip kabul etmez); gülün cüz’ü olan gül kokusu gibi de değildir.(cüzülenmez. Bu cüz ve kül itibaridir).